12 Haziran 2017 Pazartesi

Arda Turan, Fatih Terim, Yıldırım Demirören üçgeni..


Dün Kosova milli takımını 4-1 yendik ve millilerimizle gururlandık..

Ama milli maçın skoru ve sonucu hiç önemli değildi herkes için, özelikle spor medyası için..

Neydi peki?

Tam 1.5 saat süren, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in basın toplantısı ve soru bombardımanı..

Takiben Barselonalı yıldız futbolcu NTV Spor kanalına bağlandı ve yarım saat konuştu..

Arda Turan cephesi:

Gazeteciye saldırdı, Fatih Terim’e ağır hakaret yolladı, milli takımda oynamayı bıraktı..

Fatih Terim cephesi:

Milli takımın geleceği için Yıldız oyuncu Arda’yı harcadı.. Prim konusuna kesin set çekti.. Disiplinden taviz vermediği için olaylar yaşandı ve kadro dışı bırakıldı..

Yıldırım Demirören cephesi:

İşi en zor olan TFF Başkanıdır.. Teknik direktörlerin en kariyerlisi, futbolcuların en yıldızı arasında bir kavga var, kime ve nasıl müdahil olsun? Zor durum zor..

Dün gece hem Fatih Terim’in hem de Arda Turan’ın tam 3 saat basın toplantısı takip ettim, tek cümleyle ne anladım?

Hiç, incir çekirdeğini doldurmayan içerikler..

Kim suçlu?

Bence kimse tek başına suçlu değildir. Sadece kurumsal şeffaflıktan imtina edilmesidir..

Yaşananlar saklandı, gizlendi ve en sonunda biriken ne varsa; orta yere boca edildi.. Polemik isteyenler ya da sevenler için her bir cümle bir sayfa yazı olur..

Ama konu başlığı milli takım olunca söylenecek, yazılacak her şey daha kısıtlı, daha korunaklı olması gerekirdi..

Kim ne derse desin ortada bir ateşten top vardır. Arda Turan, Fatih Terim ve Yıldırım Demirören üçgeninde top dolaşmaktadır. Dokunanı yakıyor ve kimse de topu tutmak istemiyor..

Sıcak yaz aylarında bu konu çok ama çok konuşulur..

Derya gibi mevzu verildi piyasaya, günlerce, haftalarca yazarlar ve çizerler için başlık sıkıntısı yaşanmayacaktır..

Araştırmacı Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR




Hiç yorum yok: