26 Ekim 2014 Pazar

Gidene 4, gelene 4


Galatasaray Futbol Takımı, giden Başkan Ünal Aysal’ı 4 gollü Borisia Dortmund maçıyla uğurladı, gelen Başkan Duygun Yarsuvat’ı 4 gollü Başakşehir maçıyla karşıladı..

Giden başkana 4 gol, gelen başkana 4 gol hediyesi bomba gibi infilak etti..

Hem Dortmund maçında hem de Başakşehir maçında oynayan oyuncuların ruh durumları hiç sağlıklı değildi.

Hatta empati yaptım, kendimi o oyuncaların yerine koydum, ehh biraz da hak verdim.

Neden?

İddialara göre 3 aydır para alamayan bir oyuncu yerinde ben olsam, aynı şekilde davranırım.

Niye kendimi yırtayım ki, niye kendimi parçalayayım ki, niye kendimi sakatlanma riskine atayım ki..

Para mı ne zaman alacağım belli değil..

Hak ettiğim ücretleri, yıllıkları almak üzere belki FIFA’lık olacağım..

Ehee bu psikolojide futbolcu ne yapar?

Sahada dolanır durur, aynen Galatasaraylı oyuncuların yaptığı gibi..

Çare ya da öneri nedir?

Başkan Duygun Bey, ne yapıp ne edip futbolcuların parasını ödeyecek bu bir..

Prandelli’nin hemen bu gece ilişiği kesilecek, yerine Galatasaray’ı tanıyan Mustafa Denizli gibi bir teknik direktöre teslim edilecek bu da iki..

Ha tüm bu operasyon olsa bile başarı garanti mi?

Elbette hiçbir şeyin garantisi yoktur, hele futbolda.. Çok zor ama yeni başlangıçla bir şans yaratılabilir.


Ne olabilir?

Avrupa kupasında grubu 3.bitirip yoluna devam eder, ligde de sonuna kadar 4.yıldız için uğraşı ve mücadele verir..

İyi de tüm bu işlerin vebali kim ya da kimlerdir?

Valla iç ve dış çok aktörler vardır..

İçeride Ünal Başkan baş müsebbip oluyor..

Dışarıda ise iktidar çevresi, TFF ve diğer iktisadi kurumlar (işte SPK, iste Borsa gibi)..

Peki, donuk ve statik duruşla; yeni yönetim yoluna devam ederse ne olur?

Futbolcuların parası ödenmez ve Prandelli gitmezse; hem televizyon başında hem de stat içinde binlerce seyirci kaybeder.. Sezonu da ilk 5 dışında bitirir..

Bu kadar basit ve nettir..


9 Ekim 2014 Perşembe

Galatasaray Başkanı Kim Olur?


Duygun Yarsuvat mı, yoksa Alp Yalman mı?

Valla işin doğrusu çok önemsemiyorum.

Neden?

Bu derin Galatasaray’dan bıktım, usandım..

Hele illa ‘Galatasaray Lisesi’ mezunu olması başkanlık için önemli hatta olmazsa olmaz kriteri, hasta ediyor beni..

İnan Kıraç, yok şunu işaret ediyorsa, yok bunu gösteriyorsa, laflarına irrite oluyorum..

Aslında Galatasaray delegesine bir yerde dolaylı hakaret de yapılıyor.

Neden?

Galatasaray delegesi sanki özgür ve özgün seçim tercihini kullanmaktan yoksun, yetersiz havası veriliyor.

Esas Ünal Aysal Başkana bir çift lafım olacaktır.

Sayın Başkan, sizi 3 yıl önce seçildiğinizde destekleyen, her platformda öven bir Galatasaraylı olarak en hafifinden beni ‘sükutu hayale uğrattınız’..

Mali başarısızlığınıza hiçbir şey demem, çünkü olabilir.. Galatasaray’ın başarısı için bazı transfer harcamaları yapılmıştır, amma tutmuştur amma tutmamıştır..

300 milyon dolar borç Galatasaray kulübü için önemli mi?

Hem önemli hem de önemsizidir. Çünkü 1 milyar dolarlık RİVA arazisi vardır..

Galatasaray’ın borcunu en aza indireceğim sözünü yerine getirememen ayrı bir mevzuudur.

Sayın Başkan Aysal, 2014-2015 sezonu başlamadan tüm hazırlıkları yaptınız mı?

Evet.

Yeni teknik direktör ve yeni futbolcular buldunuz mu?

Evet.

Kamplar, hazırlıklar 4.yıldız için ant içtiniz mi?

Evet.

Lig başladı ve 3 hafta oynandıktan sonra siz nereye gidiyorsunuz Sayın Başkan?

Burası Galatasaray kulübüdür, hem ciddidir, hem de Avrupa davranış standartlarını özünde taşır.

Küsüp, kızıp gitmek neyin nesidir Sayın Başkan Aysal?

Hani sizin iş aynen şuna benziyor: tüm kontroller ve hazırlıklar tamam, uçak gideceği rotaya kalkışa geçiyor, yolcunun biri diyor ki, ‘’durdurun uçağı, ben ineceğim’’

Sayın Başkan, siz insanlarla dalga mı geçiyorsunuz?

3 yıl boyunca tüm iyi yaptıklarınızın yanında bu hareketinizle her şeyi sıfırladınız. Gelecekte maalesef iyi anılmayacaksınız, en azından benim nezdimde..

Yazık ettiniz sizi destekleyenlere…