30 Nisan 2012 Pazartesi

TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu, Türk Halkıyla dalga geçiyorlar..


Başlık çok iddialı ama nedenini şimdi açıklayınca siz de umarım hak vereceksiniz..



Türk halkının hiç bilmediği bir etik kurulu raporu var mı?



Var.



Türk halkının hiç bilmediği etik kurulu raporu doğrultusunda yazı sonunda yer alan değişiklik yapıldı mı?



Evet, meşhur 58. Madde tadilata uğradı.



Peki, Türk Halkının hiç bilmediği etik kurulu raporuna göre yapılan bu değişikliği nasıl değerlendireceğiz?



Tahmin, öngörü, sızdıralan bölük pörçük bilgilerle..



Benim anlamadığım spor medyasında yer alan onca insanın buna karşı hiç soru sormamasıdır..



Önce etik kurul rapora kamuoyuyla paylaşılır. Herkes durumu anlar. Ondan sonra TFF’nin aldığı ya da alacağı karara tepki-destek verir..



Biz bilmiyoruz ki neye göre bu karar verildi?



İşin komik tarafı bilen kimse de yok..



Kim biliyor peki?



Etik Kurulu, TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri..



Başka bilen var mı?



Resmen yoktur ama gayri resmi sızdırma varsa ne ala..



Hakikaten bizimle birileri çok güzel dalga geçiyorlar, hatta kafa buluyorlar..



Not: Değişen talimat maddeleri..



FUTBOL DİSİPLİN TALİMATI

MADDE 58 – MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME

(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır.



a) Yukarıda belirtilen ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir,



b) Yukarıda belirtilen ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir.



c) İhlalde sorumluluğu bulunan kişilere ayrıca para cezası verilebilir.



(2) 1. fıkrada belirtilen ihlallere teşebbüs etmek yasaktır.



a) Teşebbüs halinde, ilgili kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar müsabakadan men veya hak mahrumiyeti cezası verilir.



b) Teşebbüs halinde ilgili kişinin yöneticisi olduğu kulübe bu talimatta öngörülen disiplin cezaları uygulanabilir. Ağır ihlal hallerinde kulübe en az 12 puan indirme cezası verilir. İhlalin ağırlığı kurul tarafından somut olayın niteliğine göre serbestçe karar verilir ancak eylemin ilgili yöneticinin kendisinin veya üçüncü kişilerin bahis oyunlarından menfaat elde

etmesi amacına matuf olduğunun tespit edilmesi halinde ihlal, mutlaka ağır ihlal kabul edilir.



(3) İhlal veya ihlale teşebbüsün hakemler tarafından meydana getirilmesi halinde sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.





TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU FUTBOL MÜSABAKA TALİMATI

MADDE 25 - MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME

(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır.

(2) Kulüpler hakkındaki müsabaka sonucunu etkileme iddialarını inceleme ve gerekli araştırmayı yapma yetkisi Etik Kurulu’na ve Disiplin Kurulu’na aittir.

(3) Etik Kurulu, hazırlayacağı raporu TFF Yönetim Kurulu’na iletilmek üzere TFF Başkanlığına sunar. TFF Yönetim Kurulu, Etik Kurulu raporunu değerlendirir ve gerek gördüğü takdirde kulüp hakkında disiplin yargılaması yapılması amacıyla ilgili kulübün Disiplin Kuruluna sevkine karar verir. Disiplin Kurulu, rapora ve sair delillere dayanarak vicdani kanaatine göre karar verir.

(4) Söz konusu ihlalleri gerçekleştirdiği tespit edilen kulüpler hakkında Futbol Disiplin Talimatı’nın 58. maddesi uygulanır.

29 Nisan 2012 Pazar

Fenerbahçe bölündü!


Bu sefer ben konuşmayacağım, Fenerbahçeliler konuşacaktır.



İşte linki:




Peki, ne diyor bu linkte?



Aynen, noktasına virgülüne dokunmadan orijinal haliyle veriyoru:



Bu ne sessizlik?

Süppper Finale süppper başlamıştık. Hem Trabzonsporu hem de Galatasarayı yenmiş aradaki puan farkını 2'ye indirmiştik. Nasılsa Beşiktaş ve Trabzonsporu rahat geçeriz diyorduk. Son maçtada Galatasarayı Saraçoğlu'nun çimlerine gömüp "goyduk mu" deme planları yapıyorduk.

Bir sabah uyandığımızda,

Tertemiziz, bizi Şampiyonlar Ligine almayan Uefa'dan, Tff'den hesap soracağız dediğimiz Cas davasından vazgeçtiğimiz öğrendik. Şaşırdık kaldık. Merak ediyoruz neden diye. Her gün bir forma alarak avukatlık ücretini ödediğimiz Emin bey ve onun bağlı olduğu spor hukuku ensitütüsü neden susuyor? Hergün bir kanalda canlı yayına çıkan avukatımız Emin Özkurt nerde şimdi?

Diyorlar ki,

Yöneticilerimiz etik kurulu raporunu 2 gün önceden öğrenmiş davayı kaybedeceğimizi bildikleri için Aziz başkanın izni olmadan Cas davasından vazgeçmişiz. Uefa ve TFF ile pazarlık yapıp anlaşmışız.

Etik kurulu 4 maçta şike yaptığımızı söylüyormuş.

TFF yönetimi Antalya'da toplanmış etik kurulu raporuna göre karar vereceklermiş. Küme düşmeyi kaldırıp eksi puan vereceklermiş? Ama etik kurulu raporu basına sızdığı için şikeli maçları nasıl yok edeceklerini kara kara düşünüyorlarmış. 58.maddeyi değiştireceklermiş.

Nerden çıktı şimdi bu 4 maç ?

Hani biz tertemizdik?

Hani bizim yarım puanımızı bile silemezlerdi?

Hani 58.madde değiştirilemezdi?

Hani Cas davası bizim namus davamızdı?

Hani Cas davasını çekersek Ömer abimizle beraber 2 maç sahaya inecek Fenerbahçe'yi kendi ellerimizle küme düşürecektik.

3 Temmuzdan beri bülbül gibi konuşan yöneticilerimiz Nihat bey, Ali bey ortada yoklar. Twitter'da her gün her derdimizi anlattığımız Ömer Temelli 3 gündür tek kelime etmez oldu.

Şimdi, bu ne sessizlik diye Sormayacak mısın ey Fenerbahçeli!



Bunu okuduktan sonra ünlü Fenerbahçe forum sitesi antu.com sitesine girdim. Bölünmeyi çırılçıplak gördüm. İşte alıntı yaptığım link:




Peki, neler var bu linkte? Yine aynen yansıtıyorum:

Forum konusu:

Etik kurulu raporu çıktı. Şu anda inceleme yapılıyor federasyon tarafından.
Ancak bazı ayrıntılar önemli. Y.Demirörenin gazetesinde yazan bir şahıs‚ 4 maçta aleyhimize "teşebbüs" ettiğimize dair kanaat oluştuğunu yazdı. Bunu başka gazeteciler de yazdı. Bu durum gerçekse federasyon bizi düşürecek bir karar almak zorunda. Biz CAS ı kazanmıştık zaten. ordaki argümanımız gerçekten çok güçlü. Durumlar eşitlendi ve pazarlıklar başladı. Sanırım yapılan pazarlıklar neticesinde çok yakın bir zamanda 58. madde değiştirilip (genel kurula falan gitmeden doğrudan federasyon tarafından)‚ teşebbüse küme düşme cezası verilmeyecek. Böylece biz de küme düşmeyeceğiz. (Bu durum başka takımlar‚ mesela ts‚ için de aynı olabilir). Bu arada‚ özellikle başkanın hiç bir olaya teşebbüs dahi etmediği de karara bağlanacak. Bizim aleyhimize olan teşebbüsleri yapan kişi olarak Sayın Ekşioğlu gösterilecek. Bu durumda ceza davasındaki "çete" suçlaması da düşecek ve sadece "teşebbüs" ten Sayın Ekşioğlu suçlu bulunacak. Başkan çıkacak‚ Sayın Ekşioğlu da kısa bir süre daha yattıktan sonra o da çıkacak. Sayın Ekşioğlu ile ilgili kısmı kuvvetlendiren veri‚ dün metriste onun çok sinirli olduğu‚ kendisini ziyarete gelenlerle sinirli ve küfürlü konuştuğu söyleniyor. Bu arada başkan da olaylara karışmamak için içeri gidiyor. Oğuz Tongsir bu olayları sorunca da‚ sinirler gergin ben hiç karışmıyorum‚ diyor. Bunlar normal değil. Ancak benim düşündüğüm şekilde olunca yerli yerine oturuyor. Bu yazdıklarım kesin bilgiler değil. Ancak bir kaç gündür olanları başka türlü anlamlandıramıyorum. Sizin de katkılarınızla belki gerçeğe yaklaşabiliriz. Çünkü gerçekle ilgili net açıklama hiç bir zaman yapılmayacak. Yapılamaz da. Pazarlıklar açığa vurulamaz.

Yanıt-1: eğer baskılara dayanamayıp çekme gibi birşey sözkonusuysa yapılacak tek şey önümüzdeki 4 maçada çıkmayıp kendi kendimizi düşürmektir! Bu ahlaksızların belirlediği oyunda piyon olmayı reddetmektir!

Yanıt-2: Şu anda olası kötü seneryo bu gözüküyor‚ Bu durumda bize düşen yarım puan silinme teklifini bile kabul etmeyip kendi kendimizi küme düşürmektir. Ama inşallah bu seneryo gerçekleşmez benim ümidim etik raporundan birşey çıkmayacağı yönünde...

Yanıt-3: Bu senaryo çoklu satış senaryosudur.

Yanıt-4: evt. fenerbahçeli olduğu için direk kendisi 58 değiştirmedi. genel kurula gitti‚ işler planladığı gibi gitmedi. ben 58 in değişeceğine inanmıyorum. etik kurul raporunda ne yazarsa yazsın daha bunun pfdk sı var‚ çıkarmak istedikleri bir sonuç varsa pfdk ya etki eder gene çıkarırlar‚ olmadı tahkimle düzeltirler. senarya 1 ay önceden belirlendi‚ erdoğan-platini görüşmesinde. bu görüşmeden sonra hatırlarsanız adalet bakanı metrisi ziyaret etti‚ o ziyaretten sonra avukatlarımızdan biri bu twit i attı

Yanıt-5: Renkdaş hangi şikeden bahsediyorsun‚ Fenerbahçe şike yapmış dedilerse bizde kabul edecek değiliz Geçen sene galatsaray trabzon maçı şike değilmi ? Bu sene galatasaray Trabzon maçı
Geçen sene karabük Trabzon maçı Yada geçen sene Trabzon adı geçen kaç maç şike değil ? Madem şike vardı da 3 temmuzdan bugüne kadar bunu mahkeme bile ispatlayamadı ve Aziz Yıldırımın savunması karşısında tek suç oluşturamadı da afedersin bilmemnesi kırık pfdk mı şike bulup ispat edebildi ? Akıl tutulması yaşayıp durmayalım artık O yüzden bize Fenere atılan suçlamaları kabul etmemek düşer bunun daha önce trabzonu galatasarayı var Bu iş artık can sıktı çocuk bile böyle kandırılmaz artık tavırlar farklı olmalı

Yanıt-6: bu tip pazarlıklara giren şerefsizdir‚
eğer varsa birsey‚ ispatlasınlar‚
cezamız neyse çekeriz ve cezamızın kesinlikle küme düşmek olmalı‚
puan silmeyi kabul etmek‚ gecen senenin sampiyonluğunu vermeyi kabul etmek olmaz‚ suç varsa ceza olur‚
suş olmadığı da bence kesindir‚ ben seyrettim o maçları‚
illa ki ceza vereceklerse bu küme düşme olmalıdır.
Düşürmeyenin..

Yanıt-7:Aciklama beklemiyorum.Zira avukatimiza inaniyorum. Pazarlik degil emir geldi. Haliyle bunu boyle aciklayamiyorlar. Asariz keseriz dendi‚ yonetim daha fazla hayir diyemedi. Artik iplerimiz tamamen baskasinin elinde. Cas davamiz vardi oda kalmadi. Taraftar ikiye uce bolundu. Bu bakimdan da istedikleri oldu. Tek ayakta duran sporcularimiz her bransta. Puan silmeye gelince bastan beri cas namusumuzdur sonuna kadar gidecegiz diyen yonetimin gecmiste soyledigi yarim puan bile sildirmeyiz silinirse cekiliriz‚ kume dusurturuz kendimizi gibi soylemlerine artik inanmiyorum. Paunimizida silerler‚ avrupayada 1 yil almazlar‚ kupayida ts ye verirler yada yok sayarlar..bizde bugunku gibi boooyle bakariz. Emir buyuk yerden nitekim artik rica uzlasma vs yok.

Yanıt-8: Bugün Mehmet Baransu´nun yazdığı senaryoya benziyor. Kulüp aklanacak. Şikeye teşebbüsten sadece para cezası alacağız ama sanırım CAS davası geri çekildiği için bu cezanın miktarı da‚ verilecek normal cezadan az olacak. Benim aklımı kurcalayan ise şu; Fenerbahçe Yönetimi bunu önceden bilerek mi tahvil ihracı yaptı? Eğer bu senaryo gerçekleşirse‚ Fenerbahçe Yönetimi bunun altından kalkamaz. Hesabını veremezler. Bizler her şeyimizi bu kulüp için vermeye hazırken‚ onların pazarlık masasında oluşunu sindirebilecek bir mide yapısına sahip değilim maalesef

Yanıt-9: İki Yol ayrımı var 1 Fenerbahçe şike yaptı ve o yüzden CAS tan davayı çekti 2 Fenerbahçe istediğini aldı ve CAS tan davayı çekti
ikinci yol doğruysa bile açıklama yapılmadığı için birinci yol üzerinden gidelim 1-) Fenerbahçe şike yapmışsa neden mahkeme bir yıldır bunu ortaya çıkaramamış ?
2-) Etik kurulu nasıl mahkemenin bile bir yılda çıkaramadığı şikeyi anında şikeyi çıkarmış ?
3-) Hadi diyelim Fenerbahçe şike yapmış ve mahkemenin bulamadığı şikeyi etik kurulu çıkarmış‚ Peki o halde aynı etik kurulu geçen sene en az 6 maçta var olan Trabzon şikelerini niye çıkarmamış‚ geçen sene galatasaray trabzon maçındaki şikeyi niye ortaya çıkarmamış‚ beşiktaşın kupa şikesini niye ortaya çıkarmamış ?
4-) Şike ile suçlamak için bir tek Fenerbahçe mi varmış ?
...şakmı geçiyor bunlar bizimle ? Yoksa ille zıvanadan çıkmamızı mı bekliyorlar ?

Yanıt-10: Av.Emre: CAS için vazgecin baskisi çok buyuk! Ne olursa olsun Başkan kabul etmiyor ve imzalamayacaktir ama YK´u ne kadar direnebilir bilmiyorum.. Pazarliktan uzlasmadan bahsetmiyorum emirden bahsediyorum.Oy çoklugu ile Yonetim Kurulu karari almak mumkun..

Son söz: Fenerbahçe direnci kırılıyor, hızla şoka giriyor ve hızla bölünüyor. İşleri çok zor, Allah yardımcıları olsun!

27 Nisan 2012 Cuma

Fenerbahçe ya küme düşer, ya eksi 40 puan..






Eğer basına yansıdığı kadarıyla TFF/Etik Kurulu Raporu’nda: Fenerbahçe’nin sırasıyla

‘’İstanbul BŞ,

Eskişehir,

Karabük,

G.Birliği,

ile oynadığı maçlarda şike yaptığına kanaat getirildi’’ diyorsa artık hani İsmet Paşa’nın bir lafı vardır: ‘’Seni, ben bile kurtaramam’’  aynen onun gibi Fenerbahçe’yi de ne ben, ne TFF, ne de Başbakan kurtarabilir..



Varsayalım ki TFF karar aldı, işte şike sahaya yansımamış gerekçesiyle  işte kişileri ayırdı diyelim ve kişilere bilmem şu kadar yıl futboldan men cezası verildi ve dosyayı kapattın diyelim..  



Olmaz abi! Kapanmaz ki.. Hani Türkiye içini halletsen dışarıyı asla halledemezsin..



Malumunuz transfer dönemi dışında futbolcu transferi yapan İsviçre’nin Sion kulübüne ne oldu?



Ülke için tamamdır, UEFA tamamdır, ama pat diye FIFA çıkar ve ne der?



Ey İsviçre Futbol Federasyonu! Hemen Sion Kulübünden 36 puan siliyorsun yoksa üyeliğin askıya alınıyor ve tüm uluslararası müsabakalardan men ediliyorsun..



Kuzu kuzu hemen Sion Kulübünden 36 puan silindi ve küme düştü..



Türkiye’de ne yaparlarsa yapsınlar, ne karar alırlarsa alsınlar, eninde sonunda karşılarına akbaba misali bekleyen FIFA dikilecektir..



Keşke ‘M.Ali Aydınlar’ın teklifini kabul etseydik’ diye çokları dizlerine vuracaklar ama geçti artık.. Çünkü o tren kaçtı.. Yeni gelen trende ya küme düşme, ya eksi 40 puan var..



Ha UEFA ya da FIFA’ya dönüp: ‘Türkiye gönüllü olarak 3-5 yıl dünya futbolundan uzaklaşayım’ dersen o ayrı meseledir..



O zaman başta yazdıklarımı unutun gitsin..


Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Kulübü Başkanlığı’nı bırakmıştır..




CAS davasıyla ilgili Fenerbahçe taraftar grubundan ‘12numara.org’’ bir açıklama istiyor.



Kimden?



Femerahçe Yöenetimi’nden..



Söz konusu taraftar grubu ne diyor?



Aynen aktarıyorum:



FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ YÖNETİM KURULU’NA

FENERBAHÇE adına, tarihine, başta büyük başkanımız olmak üzere bu kulübe hayatlarını adamış olan yöneticilerimizin özgürlüklerine, futbol takımımızın emeklerine karşı 3 Temmuz günü başlatılan alçakça saldırının ilk anından beri aşkını, bağlılığını, farklılığını açıkça ortaya koyan FENERBAHÇE taraftarına bir borcunuz var.

İlk dakikadan beri kulübünü, başkanını, yöneticisini, hocasını, sporcusunu yalnız bırakmayan, yapılan tüm tehdit ve baskılara rağmen satmayan bu taraftara bir borcunuz var!

CAS davasının geri çekilmesiyle ilgili medyada yer alan yalan yanlış haberlere itibar etmeyip kendi kulübünden açıklama bekleyen taraftar neden dikkate alınmamıştır?

Taraftar hiçe sayılırken neden hangi güçlere hizmet ettiği belli bir sözde gazeteci muhatap alınarak açıklama yapılmıştır?

Bu açıklama için neden gece yarısından sonra 00.40 gibi bir saat beklenmiştir?

Yapılan açıklamada dendiği gibi “Sayın Aziz Yıldırım’ın CAS’taki davanın çekilmesine dair dahli ya da direktifi olmamış” ise kimin veya kimlerin dahli ve direktifi olmuştur?

Her fırsatta teşekkür ettiğiniz taraftar teşekkür değil tatminkar bir açıklama bekliyor. Bu büyük taraftara bir gönül borcunuz var.

CAS davası'nın neden geri çekildiğine ilişkin en ivedi şekilde bir basın toplantısı yapılarak bu kulübün 25 milyon neferi aydınlatılmalıdır.

Saygılarımızla
12 Numara

İşte bildirinin yayınlandığı link:




Fenerbahçe kulübü resmi internet sitesinden ne açıklanmıştı?



İşte açıklamanın orijinali:



26 Nisan 2012 Perşembe günü Fenerbahçe Sportif A.Ş tarafından Kamu Aydınlatma Platformu’na gönderilen ve CAS’taki davamızın çekildiğine ilişkin açıklama 24 Nisan 2012 tarihli Yönetim Kurulu toplantımızda alınan karar uyarınca yapılmıştır. Hal böyle iken bugün tarihli Milliyet Gazetesi’nde Cemal Ersen imzası ile yayınlanan ve CAS davasının çekilmesi kararının başkanımız Sayın Aziz Yıldırım tarafından alındığına ilişkin haber de doğru değildir. Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım’ın CAS’taki davanın çekilmesine dair dahli ya da direktifi olmamıştır.
Önümüzdeki günlerde konuya ilişkin detaylı bilgilendirme yapılacaktır.
Saygılarımızla

Fenerbahçe Spor Kulübü

Linki aşağıdadır:




Ne oldu şimdi?



Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım Bey, denklem dışı kaldı.



Nasıl?



Resmi internet sitesi açıklamasında ne diyor?



‘’Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım’ın CAS’taki davanın çekilmesine dair dahli ya da direktifi olmamıştır.’’



İyi de Fenerbahçe taraftar grubu haklı olarak soruyor: “Sayın Aziz Yıldırım’ın CAS’taki davanın çekilmesine dair dahli ya da direktifi olmamış” ise kimin veya kimlerin dahli ve direktifi olmuştur?



Hani 10 aydır Metris’te tutuklu olan kulübün başkanı Aziz Yıldırım Bey idiyse ki öyleydi, şimdi bu hayati kararda ne oldu da silindi? Neden devre dışı kaldı?



Ben anladım.



Neyi?



Sayın Aziz Yıldırım artık başkan değildir ve göreceksiniz aday da olmayacaktır.


Fenerbahçe, UEFA, TFF, CAS, Etik Kurul raporu 5’geni


Hani bir ateş topu düşünün, bu beşgen arasında paslaşma oluyor, ama ateşten topu kimse tutmuyor, herkes diğerine pas atıyor..

Velhasıl bu paslaşmanın ilk işaretleri bir gün önce (25 Nisan 2012) verildi. Fenerbahçe 2. Başkanı Nihat Özdemir başta olmak üzere İstinye’deki TFF binasına gelen-giden trafiği bir anda arttı. Kokusu da bugün (26 Nisan 2012) çıktı..

Sabahtan Fenerbahçe, UEFA ve TFF aleyhine CAS’da açtığı 45 milyon Euro’luk tazminat davasından feragat etti yani çekildi.

Neden?

Bence çıkan TFF/Etik Kurulu Raporu bir gün önce okundu ve Fenerbahçe için daha uygun bulundu.

Sonra ne oldu?

Akşama doğru TFF resmi sitesinde Etik Kurulu açıklaması yayınlandı.

Ne diyor, Etik Kurulu açıklamasında?

Özetle şunu diyor:

Kurulumuz, yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonunda, müsabakalardaki eylemler bakımından ilgili bazı kişiler hakkında, "şike", "şike teşebbüsü", "teşvik primi" veya "teşvik primine teşebbüs" şüphesinin mevcut olup olmadığı ve bu kişilerin eylem ve davranışlarının kulüplere izafesinin mümkün olup olmadığı bakımından kanaate ulaşmıştır; bazı müsabakalar bakımından ya da olaylarda adı geçen kişiler açısından ise "kanaat oluşturmaya yetecek kanıt bulunmadığı" şeklinde görüş bildirmiştir..

Ha ne anlıyoruz? Bir kanaate ulaşılmıştır.

Neyde?

"şike", "şike teşebbüsü", "teşvik primi" veya "teşvik primine teşebbüs"

İyi de tüm bu sayılanlar kim ya da kimler var?

Derken Vatan Gazetesi raporu ele geçiriyor ve bakın ne diyor raporda?

VE Etik Kurulu 8 aylık yoğun mesaisini tamamlayıp ana mütalaasını VATAN’ın yazdığı gibi dün TFF Yönetim Kurulu’na teslim etti. Kurul, iddianamede yer alan F.Bahçe’nin, İstanbul BŞ, Eskişehir, Karabük ve G.Birliği ile oynadığı maçlarda şike yapıldığına dair yeterli delil olduğuna kanaat getirdi. Kurul ayrıca Trabzon’un Sivas-F.Bahçe maçı için kırmızı-beyazlılara teşvik primi verilmesi girişiminde bulunduğuna dair kuvvetli şüphelere sahip olduklarını da ana mütalaanın sonuç bölümüne yazdı.

Sonra ne var açıklamada?

-ETİK Kurulu iddianameyle birlikte ellerine ulaşan ek delil ve tapeler üzerinde yaklaşık 35 bin belge üzerinde yaptığı incelemede de özellikle Tayfur Havutçu’nun Yusuf Turanlı’yla yaptığı görüşmelerin şike görüşmeleri değil, teknik direktör-futbolcu menajeri konuşmaları olduğuna kanaat getirdi. Bunun doğrultusunda da Beşiktaş’ın herhangi bir suçla ihtam edilmesine de gerek duyulmadığına yer verildi.

-ETİK Kurul, İbrahim Akın’ın İstanbul BŞ-F.Bahçe karşılaşmasıyla ilgili yapmış olduğu itirafların ve daha sonra bir imamla olan görüşmesini soruşturmanın en net tartışma götürmez delili olarak raporuna koydu.

-ETİK Kurulu yaptığı incelemesinde şike yapıldığı iddiaları bulunan Sivasspor-F.Bahçe maçıyla ilgili olarak ise ‘Bu konuda bir bulgu ya da delile ulaşılmamıştır’ diye yazdı. Etik Kurul ayrıca bu maçla ilgili iddianamede yer alan para trafiğiyle ilgili bir tutarsızlık bulmadığını ve çanta içinde şike için getirildiği iddia edilen paranın, bilet parası olduğuna kanaat getirdiklerini de mütalaasına yazdı.

-İDDİANAMEDE adı geçen tüm kişilerle yüz yüze görüşen tutuklu sanıkların ifadelerini Metris’e giderek alan Etik Kurulu, kişilerle ilgili yaptığı değerlendirmede ise F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a yönelik hiçbir suçlayıcı delile ulaşamadıklarını ve Yıldırım’ın iddianamede adı geçen şike ve teşvik girişimlerinin hiçbirinde yer almadıklarına dair kanaatlerini de yazdılar. Kurul ayrıca F.Bahçe’nin mali işler sorumlusu Tamer Yelkovan’la da ilgili suçlayıcı bir delil ve bulguya rastalamadıklarını da belirtti.

Etik Kurulu’nun şok raporu sonrasında ‘acil’ koduyla Antalya’da toplanma kararı alan TFFyönetimi 58. maddeyi masaya yatırıyor.

-KAMUOYUNUN kulüplere ceza çıkmayacak beklentisinin aksine 4 maçta şike olduğu ve 1 maçta teşvik girişimi olduğu yönünde rapor yazarak tüm beklentileri boşa çıkaran kurul, TFF yönetiminin de tüm planlarını altüst etti. Etik Kurulu bu ağır mütalaası üzerine acil olarak yönetim kurulunu Antalya’da toplantıya çağrıldı. Burada Etik Kurulu’nun nihai mütalaası ve PFDK’nın çalışmalarının yanısıra 58. maddenin değiştirilmesi konusu da masaya yatırılacak.

-ŞİKE sürecinde kişilerle, kurumların ayrılması prensibiyle hareket eden federasyon, Etik Kurulu’nun bu beklenmedik raporu üzerine 58. maddeyi değiştirip, kişilerle kurumlara verilecek cezalar konusunda yeni bir yöntem belirleyeceği iddia ediliyor.

Son not: Fenerbahçe’ye Allah kolaylık versin! İşleri çok zor ve çetrefilli..

25 Nisan 2012 Çarşamba

Fenerbahçe şampiyonlukları ve şike davası..


Bugün sosyal medya Twitter üzerinde dolaşırken bir algı fark ettim.

Nedir o?

Fenerbahçe, amatör spor dallarında şampiyon oldukça; sanki şike davasında tutuklu olan başkanının durumu etkilenecek gibi bir algıya sahipler...

Nasıl mı?

Farkındaysanız; Fenerbahçe Spor Kulübü basketbol, voleybol, masa tenisi, yüzme gibi sayamacağım tüm amatör branşlarda şampiyon olursa sanki Metris’e kurtarıcı ip atacaklar..

Bazı Fenerbahçeli taraftarların ruh halinin analizi şudur:

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Metris’te tutukluymuş..

Eheee..

Fenerbahçe tüm branşlarda şampiyon oluyormuş..

Eheee..

Bu kadar şampiyonluk kazanan takımın başkanı nasıl tutuklu kalırmış?

Yok ya, bu nasıl mantık ve akıl yürütmedir:J)

Fenerbahçe şampiyon olunca sanki başkan için iddia edilen suçlamalar azalacak ya da yok olacak.. Olur, burası muz cumhuriyeti ya, her şey olur:J)

Yahu kardeşim! Fenerbahçe kurumunun tüzel kişiliği ve başarısı ayrıdır, kulübü temsil eden şahıslara yöneltilen iddalar elbette apayrıdır..

Geçmişte ya da eski Türkiye’de kendilerine kahramanlık hikayeleri ihdas edenler, aynı zaman neredeyse suç işleme özgürlüğüne sahip olduğunu varsayarlardı.. Örnek mi? İşte Susurluk davası..

Aynı kafa ya da anlayış hala devam ediyor.. Kimse Fenerbahçe kulübünün tüzel kişiliğine bir şey demiyor, muhtelif branşlarda elde ettiği başarılarını alkışlıyor.. Bu ayrı, kulübü temsil edenlerin durumları tabii ki ayrıdır..

23 Nisan 2012 Pazartesi

Galatasaray-Fenerbahçe maçının istatistikleri..


Bugün gazetelerin manşetini süsleyen bu rakamlardır.

İşte Galatasaray topa yüzde 61 sahip olmuş,

İşte Galatasaray 8 korner atmış, Fenerbahçe sıfır (0) atmış,

İşte Galatasaray 400 pas yapmış, Fenerbahçe 200 pas,

İşte Galatasaray 30 gol pozisyonuna girmiş, 1’i gol olmuş, Fenerbahçe 2 kez girmiş 2’si de gol olmuş,

Skor tabelası ne yazmış; Galatasaray-1 Fenerbahçe 2…

Aklıma ne geldi?

Tam da konumuza uygun sözdür.

Kim mi söylemiş?

Futbol dünyasının duayen ismi M.United Teknik Direktörü Sir Alex Ferguson: ‘’İstatistikler mini etek gibidir, çok şey gösterir ama asıl görülmesi gerekeni göstermez.’’

İşte asıl görülmesi gereken goldür..

İşte asıl anlaşılması gereken budur..

Galatsaray kaybetti ama taraftarlarını üzmedi.

Neden?

Fenerbahçe üzerine 90 dakika boyuncu kurduğu oyun hakimiyeti kesindir. Bunu da istatistik veriler kanıtlıyor.

Ancak güzel oyunun eksiği, strateji yoksunluğudur. Güzel oyun sizi istatistik kralı ilan edebilir ama strateji yoksunuysanız sembolik kral olursunuz.

Nasıl?

Maçın bitimine 15 dakika kala, beraberlik golünü bulduktan sonra Fatih Hoca güzel oyununa strateji ekleseydi hem kahraman hem de kral olurdu.. Ne gerek vardı, illa da galip gelme hırsına.. Baktın 75 dakika gol olmuyor, artık maç bitmek üzere, neden beraberliği koruma en büyük strateji olmasın?..

Fatih Hoca, ne yapıp ne edip; Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yenmek üzere oyun ve strateji belirlemek zorundadır.


22 Nisan 2012 Pazar

Galatasaray 1-2 Fenerbahçe skoruyla futbolun cilvesi işte..


Galatasaray ilk yarı boyunca topa sahip olma tamam, paslaşma tamam, Fenerbahçe ceza alanı tamam, ondan sonra duvar çarpar gibi dönen toplar..

Sebeb nedir?

Hızlı olamaması ve ceza alanında çoğalamaması..

Fenerbahçe tek atak yaptı, golü buldu.. Futbolun cilvesi işte..

İkinci yarı başladı, paslar tamam, ceza alanına yaklaşma tamam, hızlı karar alma ve çoğalma tamam.. Maç kaçınılmaz olarak 1-1 oldu. Çünkü bu oyun öyle de böyle de gol getirirdi, getirdide..

Sonraki 5-10 dakika saymayı bilenlerin bile zorlanacağı rakamlarda Galatasaray gol pozisyonu yakaladı ama atamadı.. Futbolun cilvesi işte..

Fenerbahçe tek atak yaptı ve 2.golü buldu. Maç o dakikada bitti.

Galatasaray skorda kaybetti ama oyunda kazandı..

Hoş iyi oyuna puan var mı?

Yok elbette..

Kazanan Fenerbahçe’dir ve stratejik bir galibiyet almıştır.

Galatasaray için stresi ve heyecanı yüksek 4 maçı kalmıştır. Her ne kadar 2 puan önde olsa bile son maçın Kadıköy’de olacağı dikkate alınırsa; şampiyonluk şansı yüzde 70’den bir anda yüzde 30’lara düşmüştür.  

Neye dua etsin Galatasaray? Fenerbahçe’nin oynayacağı Beşiktaş ve Trabzonspor maçlarında puan kaybetsin..

Hoş Galatasaray için de aynı şeyler geçerlidir..

Anlayacağınız, şampiyonluk yarışı yeniden ve sıfırdan başladı..

Tam da yayıncı kuruluş lig tv’nin istediği sonuç alındı.. Bundan sonra oynanacak 4 hafta süper final maçları 4 gözle izlenecektir..

Beşiktaş için tehlike çanları çalıyor hem de çok kuvvetli..


Beşiktaş takımının haleti ruhiyesi bozulmuş, aheng ayarı kaçmış, kısaca durum vahim bir hal almış..

Kastettiğim ise takımın iyi oynaması, kötü oynaması, kazanması, kaybetmesi hiç değil, oyuncuların davranışlarıyla savaşı kaybetmiş ordu görüntüsü çizilmesidir..

Bu gidişat hayra alamet değildir.. Beşiktaş takımını çok zor günler beklediği aşikardır. Para krizi, futbolcu krizi, teknik direktör krizi, taraftar krizi arka arkaya sıraya geçmişler, üst üste bindiriyorlar..

Peki, ne yapılabilir?

Fernandes ve birkaç oyuncu hariç tüm yabancılar satılacaktır. 2-3 yıllık planlamayla ekonomik denge kurulacaktır. Şampiyonluk beklentileri kısa vadede ertelenecektir..

Bu geleceğe dair yapılanlamalar esnasında Bşiktaş takımı lig mücadelesinde orta sıralarda tutunabilinirse; ne ala! Yatsın kalksın buna dua etsin! Çünkü küme düşme bile olasılıklar dahindedir.

En kötüsü de Beşiktaş’ın geleceği hızla karanlığa gömülüyor. Kim, nasıl kurtarabilir, mucize yaratabilir, hiç bilemiyorum. Bilenin olduğuna da inanmıyorum..


20 Nisan 2012 Cuma

Trabzon Barosu, Şike Davasını FIFA ve UEFA'ya taşıdı..


Trabzon Barosu Başkanı Avukat Mehmet Şentürk imzasıyla UEFA ve FIFA'ya gönderilen başvuru metni, Bordo-mavili kulübün resmi internet sitesinde yayınlandı.



Şimdi metinden bir paragraf veriyorum, hemen altına yorumluyorum..



Paragraf-1

Trabzon Barosu tarafından iddiaların soruşturulması için "şike" soruşturması ortaya çıkmadan, 7 Haziran 2011 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) başvuru yapılmıştır.



Paragraf-2

Devam eden şike süreci, baromuz tarafından da ilgiyle izlenmektedir. Bugün itibari ile şike iddialarına ilişkin ceza davası, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde normal seyrinde devam etmektedir.



Paragraf-3

TFF’nin ilgili hukuk kurulları tarafından yürütülen disiplin soruşturması ise halen sonuçlandırılamamıştır. Şike ile suçlanan şahıslar hakkındaki soruşturma, TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu tarafından yürütülmektedir. TFF Etik Kurulu’nun elinde yeterli bilgi ve belge vardır. Buna rağmen Etik Kurul adeta ’disiplin yargılaması’ yapmaktadır. Kulüpler ile ilgili rapor henüz tamamlanmamıştır.

Yorum:

Doğrudur. Hele etik kurul niye savunma alır, hiç bilinmez. Etik Kurul bilirkişi mahiyetindedir. Eline verilen belgeler ışığında kanaatini içeren bir rapor hazırlar ve TFF Yönetim Kurulu’na teslim eder. PFDK malumunuz savunmaları tamamladı. TFF Yönetim Kurulu ve PFDK ağız birliği etmişcesine şunu söylüyorlar: ‘Etik Kurul raporunu bekliyoruz.’

Anlayacağınız zamana oynayan senaryoda; Etik Kurul üzerine vazife olmadığı halde Metris’e gidip savunma alıyor, böylece biçilen rolünü oynuyor..



Paragraf-4

Çok ciddi iddia ve delillerin olduğu bir ortamda Türk kamuoyunda oluşturulan hava, kulüplerin Disiplin Kurulu’na sevk edilmeyeceği yönündedir.

Yorum: Bilerek kamuoyunu sızdırılan ya da yazdırılan haberler hep bu ‘kişilerle, kulüpler ayrılacaktır’ vurgusu işlenmektedir ve kamuoyu buna hazırlanmaktadır..



Paragraf-5

Etik Kurulu tarafından düzenlenen birinci rapor çok açıktır. Hazırlanan raporda bazı kulüpler suçsuz bulunmuş, bazı kulüplerin de şike yaptığına kanaat getirilmiştir. Bu rapor gereğince, raporda adı geçen kulüplerin TFF tarafından Disiplin Kurulu’na sevk edilmesi gerekmektedir. Mahkemece tutuklamayı ve 9 aydır tutukluluğun devamını gerektirecek kadar ciddi görülen deliller varken halen daha sevk işlemi yapılmamıştır.

Yorum: Zamana oynama senaryosu başarılı olarak oynanmaktadır.



Paragraf-6

TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in görüşü, ’şike anlaşmasının sahaya yansıması yoksa kulüplere ceza verilemeyeceği’ yönündedir.

Yorum: Doğru, böyle bir beyanı vardır. Hatta bu yüzden 3-5 yıl Avrupa’ya gitmeyelim önerisini getirmiştir.



Paragraf-7

Futbol yargısının son merci olan Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Başkanlığı’na da aynı görüşte olan, bu yönde daha önce kamuoyuna bilgi veren, görülmekte olan ceza davasında bir sanık lehine mütalaa veren avukat Engin Tuzcuoğlu atanmıştır."

Yorum: Diğer konularda karar vermek için ‘Etik Kurul’ raporunu bekleyen ve gerekçelendiren PFDK ve Tahkim Kurulu; şike davasında adı geçen bazı futbolcuların, yöneticilerin idari tedbir kararları tıkır tıkır kaldırdı.

Bir önceki Tahkim Kurulu Başkanı kimdi?

Eski Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker idi.

Şimdi kim?

Şike davasında sanık lehine mütala veren Avukat olması bile yazılan senaryoyu açıklamıyor mu?

Bence senaryo dahilinde her şey ayarlanmış.



Paragraf-8

Kanaatimizce TFF ve bazı hukuk kurulları baskı altındadır ve özerkliğini kaybetmiştir.

Yorum: Canım bunu da söylemek iş değil ki.. Her şey kabak gibi ortadadır..



Paragraf-9

FIFA ve UEFA kurallarının aksine ’şike anlaşmaları saha sonuçlarını etkilememişse sadece kişilere ceza verilir, kulüplere ceza verilemez’ kuralı getirilmeye çalışılmakta, ’şike anlaşmaları sahaya yansımamıştır’ şeklinde bazı basın organları aracılığı ile kamuoyu oluşturulmaya, bu yönde de karar çıkartılmaya çalışılmakta, kulüplerin küme düşmesine engel olunmaya çalışılmaktadır. Böyle bir karar verilmesi, olayın soruşturulmadan kapatılması anlamını taşıyacaktır. Gerek UEFA, gerekse FIFA kuralları ile Türk Futbol Disiplin Talimatı’nda ’şikenin sahaya yansıması’ gibi bir kural yoktur. Kaldı ki izlenimlerimize göre şikenin sahaya yansıdığı yönünde de çok ciddi deliller mevcuttur.

Yorum: Bana göre maçtan önce ya da sonra para trafiği işliyorsa; ister sahaya yansısın, ister yansımasın, suç işlenmiştir. Bir yöneticinin telefon konuşmasında; ‘3 tarlayı sürdük’ konuşmasını bana kimse başka türlü izah edemez.. Asla inanmam!



Paragraf-10

Sizler tarafından yapılan uyarılar da gizlenmekte, kamuoyu ile paylaşılmamakta, basın organlarında yer almamaktadır.

Yorum: Özellikle Demirören Federasyonu kamuoyuna asla bilgi vermiyor. İnsanların bilgilenme hakkına riayet etmiyor. Hep gizli kapaklı görüşmeler, müzakereler yürütülüyor ama bunları spor dünyasıyla hiç paylaşmıyor..

Bana göre adaletli, hakkaniyetli iş yapanlar hep şeffaf ve açık olurlar..



Paragraf-11

Baromuzda soruşturmanın gereği gibi yürütülmediği görüşü hakim olmuş, oluşan endişeler neticesinde baromuz bünyesinde şike dosyalarını incelemek üzere bir komisyon kurulmuştur. Komisyon tarafından bir rapor hazırlanacak olup, bu rapor sizlerle de paylaşılacaktır.

Yorum: Gelelim işin püf noktasına.. Bence geçmiş olsun artık! Mal batıya kaydı bile.. Trabzon camiası Demirören federasyonuna destek vermekle çok büyük hata yaptı. Şimdi anladı ama geç kaldı artık.. Zaten göreceksiniz şike kararı açıklansın, Trabzonspor Başkanı dahil yönetimi istifa etmek zorunda kalacaklardır.

Neden?

Çünü suyu geriye akıtamazsınız.. Planlı senaryo doğrultsunda bugünlere gelindi ve siz Trabzon camiası olarak denklem dışında kaldığınızı, bunu son merhalede fark ettiniz, maalesef bundan sonrası beyhude çaba olarak kalacaktır.

Nerede hata yaptı Trabzon camiası?

En başta yaptı.. Verilen şampiyonlar ligi bonusuna kandı. Oysa o dönem Trabzonspor, Galatasaray, Bursaspor, Orduspor ve diğerleri diretse ve karar alınmadan lig başlamaz dense iş bitecekti. Şu veya bu gerekçelerle direnemediler. Özellikle yayıncı kuruluş lig tv’nin para tehditine boyun eğdiler.. Oysa demir sıcakken yani tavında dövülür ve şekil verilir, soğuduktan sonra boşu emek ve enerji harcanır ya.. Bu işte onun gibidir. Sıcakken yapılmalıydı, yapılmadı ama.. Bu arada sus payı olarak Galatasaray ne verildi? Bence şampiyonluk verildi..