27 Eylül 2013 Cuma

Futbol ve siyaset..


Bu yaşıma geldim, futbol-siyaset ilişkisi hiç tanık olmadığım kadar ikiz kardeş gibiler.. Mutlaka önceden de kıyısından köşesinde siyasetin, futbol içine müdahil olduğu bilinirdi ancak bu kadar açıktan, bu kadar bodoslama, bu kadar derinlemesine yan yana anıldığını hiç anımsamıyorum.

Trabzonspor Kulübü Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu, açıktan siyasetin içindedir. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Erdoğan’ın mitinglerinde en önde yer alıyor, konuşma yapılan platformun şeref misafiri olarak görülüyor, hatta hızını alamıyor, ta İstanbul mitingine bile katıyor..

En son Galatasaray Futbol Takımı Teknik Direktörü Fatih Terim’in milli takıma gidişinde yine Sayın Başbakan Erdoğan, en büyük rolü oynuyor.
Bunun karşılığında Sayın Fatih Terim ise ‘Beyaz TV’de yayınlanan ‘Ustanın Hikayesi’ isimli programda Başbakan Erdoğan için övgü ve takdir dolu bant konuşması yapıyor ve program içinde yer alıyor.

Derken Program Sunucusu Sayın Ertem Şener, Fatih Terim hakkında soru yöneltiyor..

Kime?

Sayın Başbakan Erdoğan’a..

Peki, ne diyor Sayın Erdoğan?

İşte Fatih Terim’in büyük teknik direktör olduğuna dair güzel sözler..

Siz Fatih Terim’in milli takımın başına nasıl geldiğini zannediyorsunuz?

Benim tahmin ve araştırmalarıma göre; Başbakan Erdoğan, akrabası olan Göksel Gümüşdağ aracılığıyla Fatih Terim’e haber gönderiyor ve milli takımın başına geçmesini istiyor..

Fatih Terim’de ‘büyük bir şerefle kabul ederim’ yanıtını veriyor.

Göksel Gümüşdağ, TFF Başkanı Demirören’e söylüyor. Tamamdır, neden olmasın, hem Sayın Başbakan diyorsa; daha ötesi yoktur mealinde düşünceyle hemen telefona sarılıyor..

Bilin bakalım kimi arıyor?

Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Ünal Aysal’ı..

Başbakan, TFF Başkanı, Fatih Terim üçlüsünün ‘evet’ dediği bir konuya Sayın Ünal Aysal ne diyebilecek?

Normalde sezon başlamış, uzun bir lig maratonu önünde duruyor, ilk etapta 6 maçlık Şampiyonlar Ligi grup maçları ve Türkiye Kupası maçları bekliyor olan bir takımın teknik direktörünü milli takıma gönderir mi?

Mümkün değil, kabul etmez. ‘Hadi işinizi bakın’ der ve reddeder ama burası Türkiye’dir ve Türkiye 2013 realitesi vardır.

Arkasına TFF’yi, Başbakanı alan Fatih Terim’e artık Galatasaray Kulübü Başkanı hükmedebilir mi?

Bırak hükmetmeyi, normal bir iletişim bile kurulamaz ki, öyle de oldu.. Ne telefona çıkıyor, ne davete icap ediyor, ne de sözleşme imzalamaya yanaşıyor..

Futbol ve siyaset öyle bir noktaya sürüklendi ki, göreceksiniz şampiyon bile önceden belli olacaktır..

Mesela bu yıl için Trabzonspor şampiyon yapılabilir.. 2014-Mayıs ayında bu yazıyı tekrar okursunuz artık..



25 Eylül 2013 Çarşamba

Galatasaray hedef tahtasında..


‘Meyve veren taşlanır’ sözü bu kez Galatasaray için devreye giriyor.

Türkiye’nin başı derttedir arkadaşlar..

Kimle?

TFF (Türkiye Futbol Federasyonu) Başkanı Sayın Yıldırım Demirören ile..

UEFA’nın aldığı şike kararı üzerine sus pus olan TFF Başkanı, Galatasaray iç meselesinde resmen müdahil oldu..

Dünya 3.’lüğü kazandırmış Şenol Güneş varken, çok tecrübeli Mustafa Denizli varken, sen ne diye Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’e teklif yaparsın?

Galatasaray’a 4 kupa vermiş, tabirimi hoş görün b.k vermiş.. Bir kupayı koridorda, bir kupayı havaya attı, ulan Galatasaray 34 hafta mücadele etmiş ve hak etmiştir.. Senin keyfi kederine göre o kupa alınmamıştır..

Galatasaray’ın ‘eleman’ polemiği iç meselesidir. Yok benim kader arkadaşım falan filan.. TFF Başkanı bu polemiği ne amaçla kullanır?

İyi de sözleşme olmadan Fatih Terim FIFA maçlarına nasıl çıktı? Bunlar çok komik abi:J)

İşin özü şudur: Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, ‘6+0+4 kuralı değişmeli, değişmezse TFF değişir’ cümlesiyle hedef tahtasını yerleşti. Ünal Aysal’ı öyle zayıf yerinden vurdu ki elindeki teknik direktörü aldı ve milli takıma getirdi..

Daha her şey çok sıcakken ve çok az konuşan beyefendi; Fatih Terim’e destek maksadıyla basın toplantısı düzenledi. İşte ben eleman demem, işte telefona cevap verilmiyorsa hatayı kendimde ararım gibi abuk sabuk ifadeler kullandı..

Sahte ve yalan olduğu yüzünün gülümsemesinden bellidir. Örneğin Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni telefonuna çıkmazsa hatayı gazetenin patronu Yıldırım Demirören kendinde arayacak ha.. Onu sen fesime anlat.. O telefona çıkmayan birisi; ertesi gün soluğu muhasebede alır ve ilişiği kesilir..

Benim en canımı sıkan görüntü ise Fatih Terim’in bu duruma çanak tutmasıdır.

Elinde bir kağıt gösteren TFF Başkanı, ‘işte imza budur, ortada sözleşme yoktur’ diyor ama o kağıt parçası devlet sırrı gibi günlerce niye saklandı?
Galatasaray Yönetimi, imzalanan o kağıdı resmen talep etmesine rağmen herkese sözleşmeyi göstermek zorunda değiliz diyen yine aynı TFF..
Son bir not: Hasan Şaş ve Ümit Davala istifa etti iddiası doğruysa..

Galatasaray’ın ekmeğini yemiş ve yardımcı antrenör olan Hasan Şaş ve Ümit Davala tam bir hayal kırıklığı yarattı.. Geçen sezon Fatih Terim’in trübüne gönderildiği olayda kasten bizi de gönder diyen nasıl zihniyettir arkadaş?

Galatasaray takımının başında ben mi çıkacağım? Neymiş Fatih Hoca atılmış, bizde atılalım.. Yuh size.. Galatasaray’ın futbolcusu olmuş bu insanlara son bir sözüm olacak? Size yazıklar olsun!

Galatasaraylı nezaketi ve terbiyesi takımı başı boş bırakmak kadar asla ileri gidemez. 3 gün sonra Rize maçına çıksan, gelecek hocaya bilgi versen, sonra öpüşüp ayrılsan; ne büyük duruş, ne büyük onur olurdu..

Ulan ‘Fatih Hoca milli takıma gitti, belki size sezon ortasına kadar devam edin’ diyecekler.. Fatih Terim milli takıma gitti, peki siz nereye gideceksiniz?

Galatasaray zor durumda kalsın diye çete gibi toplu hareket ediyorlar.. Fatih Terim gönderildi diye hepsi istifa ediyorlar.. Ulan bu nasıl kafadır! Biz yoksak gerisi tufan düşüncesini gerçek Galatasaraylı uygular mı?

Arkadaşlar bir dakika ya, Galatasaray Kulübü’nü temsil eden kimdir?

Başkan Ünal Aysal’dır..

Eğer birisi Başkanın telefona çıkmıyorsa; Galatasaray’ı takmıyordur, Galatasaray’dan büyüğümdür anlamına gelir.. Bunu asla kabul etmem..

Sonuç olarak dünden beri Ünal Aysal’ın yanındaydım.. Bugün gördüklerim karşısında ‘bin kere haklıyım ve bin kere başkanın yanındayım’ diyebilirim..



24 Eylül 2013 Salı

Fatih Terim kovuldu..


Bu başlık incitici ama maalesef durum tam da öyledir. ‘Kovulursam giderim’ diyen Sayın Fatih Terim, artık TFF ile anlaşacak, milli takımla başarılı olmaya çalışacaktır..

Gelin bu kovulma sürecine benin penceremden bakalım..

Aslında ilk işaret fişeği, Sayın Başkan Ünal Aysal’ın ‘eleman’ lafıyla atıldı.. ‘Fatih Terim kulübümüzün bir elemanıdır’ cümlesi savaşın başlangıcıydı..

Fatih Terim cephesi; ‘kongre üyesi, ömrü Galatasaray’da geçmiş birisi için eleman sözcüğü kullanılamaz ve bu hakarettir’ iddiasındaydı..

İşin özü bir yerde haklılar.. Galatasaray’ın 19 şampiyonluğunda 6’sını kazandıran teknik direktör Fatih Terim’dir. Oyunculuğunu, UEFA Kupası’nı falan saymıyorum.. Toplam şampiyonluğun 1/3’ne imza atan Galatasaraylı bir teknik direktöre bu sözcükle hitap edilmez veya tarif edilmez..
Ama Ünal Aysal Bey, tamamen batı standartlarında yetişmiş, kurumsal yapıya inanmış, profesyonelliği kabul etmiş bir insandır. Bu sözü söylerken aslında çok büyük yanlışı yoktur. Tek kusuru bu sözcüğün estetik olarak Fatih Terim’e uymadığıdır.. Sonra bir araya gelindi, konuşuldu, ne demek istediği izah edildi ve konunun üstü kapandı.. Dikkatinizi çekerim, konu kapanmadı, konu buzdolabına kaldırıldı sadece. İleride tekrar ısıtılıp önümüze konacaktı. Fatih Hocanın tam olarak istemediği futbolculardan Sneijder ve Drogba transferi derken 2013-2014 sezonu şampiyonlukla bitti.

Fatih Terim, futbolla ilgili tek sorumlu olmak istedi ancak Başkan Aysal, asla bu isteği kabul etmedi. Fatih Terim’in neredeyse nefret ettiği isim olan Bülent Tulun, Ünal Aysal’ın futbol danışmanı olarak görevlendirildi. Ani bir olağanüstü genel kurulla Fatih Terim’e yakın yönetim kurulu üyelerinin hepsi değiştirildi. Fatih Terim için artık istifa kaçınılmazdı. Ancak ısrarla ‘kovulmak’ istedi ve böylece Galatasaray’lılar gönlünde mağduru oynadı.

Kovulma kararı ise 5 gün önce alındı.

Çünkü Ünal Beyin, telefonlarını cevap vermeyen, SMS’lerine geri dönmeyen Fatih Terim, istediği ‘SON’ 24 Eylül 2014 günü resmiyet kazandı..

Fatih Terim’in sportif başarısı varken Başkan Ünal Aysal’ın finansal başarısı vardır. Kim ne derse desin; Ünal Bey, göreve geldiği zaman Galatasaray Kulübü borç batağındaydı. Finans dehası olan Ünal Bey, müthiş operasyonlarla borçları yarı yarıya düşürdü ve 2015 yılında uygulanacak UEFA Finans kriterlerini şimdiden yakaladı..

Sonuçta başarılı 2 insan savaşa girdi. Ünal Beyin, gitmesi için kongre kararı gereklidir ama Fatih Terim’in gitmesi için Galatasaray Yönetim Kurulu kararı yeterlidir ve maalesef öyle de oldu..

Geçen sezon Nisan ayında TFF ve hakemler için söylemediği laf kalmayan Fatih Terim, aradan 4-5 ay geçmeden aynı TFF Başkanı ile sarmaş dolaş sarılmalar, öpüşmeler ve imzalanan sözleşmeler.. İşte bu hamle Fatih Terim için sonun başlangıcıydı..

Kim karlı, kim kazançlı çıktı?

Valla Türkiye’de her şey tabelaya endekslidir. Gelecek olan teknik direktör şampiyon yaparsa, şampiyonlar liginde başarılı olursa; risk alan Ünal Aysal, tarihe altın harflerle yazılır.. Yok, tersi olursa; Ünal Aysal sezon sonunda istifa etmek zorunda kalır..

Bence Türkiye’de hiçbir kulüp başkanının alamayacağı büyük riski üzerine almıştır. Çünkü olası başarısızlık halinde teknik direktör giderdi ama bu durumda kendisi gider..

Ben Galatasaray’lıyım, elbette şahıslardan önce kurumsal kimlik gelir.

Ha bu ayrılık Galatasaray kültürüne, anlayışına yakıştı mı?

Hiç şık olmadı ama bunu her iki tarafta istedi.. Yapılacak bir şey yoktur…

Fatih Terim, muhtemelen 3-4 yıl sonra başkanlığa oynayacaktır. Olur ya da olamaz, Ogün kü konjonktür ne gösterir, bilemem..



18 Eylül 2013 Çarşamba

Galatasaray düello kulübü değildir..



Galatasaray Başkanı Sayın Ünal Aysal ile Galatasaray Teknik Direktörü Sayın Fatih Terim arasında tam bir düello yaşanmaktadır. Birbirlerine açıktan bazen de gizliden ateş ediyorlar ve birbirlerini yok etmeye çalışıyorlar..

Bir Galatasaray taraftarı olarak bunlar beni hiç ilgilendirmez ama, ne zamana kadar? Galatasaray zarar görmeye başladığı noktaya kadar..

4 maçta 3 beraberlik 1 galibiyetle zaten ligde durum iç açıcı değildir. Hele Şampiyonlar liginde alınan 6-1’lik hezimet her şeyin tuzu biberi olmuştur.

Hani bir laf vardır: ‘’Suçlu ayağa kalk’’

Arkadaş ben değilim bir kere.. Milyonlar alan (helalı hoş olsun) bir sürü yönetici, danışman, teknik direktör, yardımcısı ve tüm bunların en başında bulunan başkan vardır.

İşleyen ve iyi çalışan bir takım nasıl böyle bozulur? Bunun faturasını birisi ödeyecek, bu durum yenilir, yutulur değildir.. Hiç sorumluluğu üzerine alan yoktur. Öyle özür dilemekle bu iş geçiştirilemez..

Şimdi bozulan sistemi size tek tek analatacağım..

1. Yabancı oyuncu sorunu: Bu işleri planlayan, organize eden bir Allah’ın kulu yok mudur yahu? 6+0+4 kuralı geleceği belliyken ısrarla neden yabancı oyuncu transfer edilir? Oyuncular hem oynamayacak hem tıkır tıkır paralarını alacaklar.. Bu kadar öngörüsüzlük olur mu arkadaşlar? Hazır elimizde 10 tane yabancı varken daha en son Bruma transferi ne iştir? Şimdi ihtiyaç var mıydı? Hani sol bek falan olsa amenna diyeceğim..

2. Drogba meselesi: Geçen sezon son 4-5 maçta başlayan bir uyumsuzluk takım üstü psikolojisi maalesef bu sezon ilk 4 maçta aynen devam etmektedir. Yahu arkadaş, bir teknik direktör, tahtaya yazmaz mı acaba? Ceza alanı dışında serbest vuruşları 8 numara Selçuk İnan kullanacaktır diyemez mi? Hani Drogba geldiği takımda serbest vuruşçu olur, yine hadi tolerans göstereceğim. Arkadaş ‘’Galatasaray takımı senin serbest vuruş deneme yeri değildir’’ diyecek bir yönetici yok mudur yahu? Yoksa ne işleri var orada, giderler, yapan birisi gelir..

3. Ebue meselesi: Adam geçen yıldan beri gönülsüz, bir türlü oynamak istemiyor, muhtemelen gitmek istiyor. Arkadaş bunu gönderecek bir yönetici yok mudur? Galatasaray Futbol Takımı bu kadar başı bozuk mudur?

4. Fatih Terim meselesi: Şimdi ben şeytanın avukatlığını yapacağım. Hiç inanmıyorum ama söylemek zorundayım.. Fatih Terim, giderayak enkaz bırakmak için her türlü çabayı gösteriyor.. Yahu milli takımda Umut Bulut’u oynatıyorsun da Galatasaray takımında niye oynatmıyorsun? Milli takımla 5 yıllık anlaştın diyelim neden Galatasaray’da devam ediyorsun? Sakın vatan, millet, bayrak deme artık 2013 yılında kimse bu hamasi sözleri yutmaz Sayın Fatih Terim.. Sen gittin, milli takımla ilgilendin, peki Antalyaspor ve Real Madrid maçları öncesi Galatasaray takımıyla ben mi ilgileneceğim acaba? Olmayacak işe niye amin diyorsun? Hem takımı motivasyon veremiyorsun hem de kenarda oturuyorsun.. Kaldı ki Real Madrid maçında 8 yabancı vardı, onlar gaz maz almaz Sayın Fatih Terim.. Onlar ne çalıştırırsan, ne öğretirsen, ne istersen onu yaparlar..
Yahu 4 lig maçında hiç oynamayan Dany defansın göbeğine hangi akıl koyar?

5. Burak meselesi: Önceden kanaatim vardı, dünkü maçta iyicene netleşti. Abi Burak’ın kafası futboldan çok uzaklaşmış.. Hala aklı Lazio’dadır. Ha Burak bu konuda yüzde 100 haklıdır. Adama tamam gidebilirsin deniyor sonra ıvır zıvır gerekçelerle iptal oluyor. Yahu Burak’ı 5 milyon dolara almışsın, sat işte 12-15 her neyse.. Para kazan işte.. Hadi bakalım, mal şimdi defolandı, kimse almaz.. Burak’ta faydalı olmaz.. Ne olacak şimdi? Kim verecek bunun hesabını?

6. Başkan Ünal Aysal meselesi: Çok sevmiştim bir yönünü.. Neydi o?
Profesyonel davranıyordu..
Ama Fatih Terim meselesinde çok amatör davrandı. Çok acemice hareketler yaptı.
Ne yapması gerekirdi?
Fatih Terim milli takıma gitmek istiyor mu, istemiyor mu?
İstemiyorsa, 4 maç falan asla izin vermemeliydi.
İstiyorsa, tamam hocam gidebilirsin, hizmetlerin için teşekkür ederiz deyip hemen yeni bir teknik direktör bulması gerekirdi. 2 aydır konuşulan Fatih Terim-Ünal Aysal polemiğine asla müsaade etmemesi lazımdı..
TFF ile ağız dalaşına girdi ve rest çekti. Yabancı oyuncu sınırlamasını ya çekerler, ya da giderler mealinde sözler sarf etti. Sonra tüm söylediklerini yedi yuttu. Ama en azından ben yutmadım Sayın Başkan! Keşke resti çektikten sonra TFF’yi götüremiyorsanız, siz gitseydiniz..
Sonra yönetim oluştururken bazı simaları silip atmanız çok yanlış oldu. Yerine aldığınız bir yönetici Real Madrid hezimetinden sonra ‘’Fatih Terim gitsin milli takımı, Fenerbahçe’yi çalıştırsın’’ diyor.. Oysa ne büyük çelişki vardır.. Yahu sen yönetim kurulu üyesi isen neden milli takıma izin verdinizi? Sanki o izni ben verdim..
Sayın Başkan resmen son 2-3 aydır çuvalladı, hata üstüne hata yaptı..

Tamam, sorunları anlattım, peki şimdi ne olacak?

Galatasaray gerileme dönemine girdi artık. İnşallah takiben çöküş dönemi yaşamaz..

Çare nedir?

Hemen bugün yarın sorunu çözecek ilacım yoktur. Bence Galatasaray için kayıp yıldır artık.. Neşter vurulmalı ve sorun yaratan her kim varsa hemen gereği yapılmalıdır. Çünkü sorun daha da derinleşecek, daha çok acı verecektir, burası besbellidir.. Sorun Fatih Terim ise hemen ilişiği kesilmelidir. Sorun profesyonel danışmanlar ise hemen kovulmalıdır. Sorun yönetim de ise hemen kongreye gidilmelidir.

Ben ta Anadolu’nun bir ilçesinde feryat ediyorsam buna kimse kulak tıkayamaz.. Zaman idare etme zamanı değildir. Sorunları çözmeden günü kurtarmaya yönelme kesinlikle ölümcül hata olur.. Ne mi olur? Bakın elimizin altında önce Şampiyonlar Ligi, sonra Türkiye Ligi kayıp gider.. En kötü senaryo olan çöküş dönemi yaşanır.. Adnan Polat Başkanlığında yaşadıklarımızı tekrar ederiz..