18 Eylül 2013 Çarşamba

Galatasaray düello kulübü değildir..



Galatasaray Başkanı Sayın Ünal Aysal ile Galatasaray Teknik Direktörü Sayın Fatih Terim arasında tam bir düello yaşanmaktadır. Birbirlerine açıktan bazen de gizliden ateş ediyorlar ve birbirlerini yok etmeye çalışıyorlar..

Bir Galatasaray taraftarı olarak bunlar beni hiç ilgilendirmez ama, ne zamana kadar? Galatasaray zarar görmeye başladığı noktaya kadar..

4 maçta 3 beraberlik 1 galibiyetle zaten ligde durum iç açıcı değildir. Hele Şampiyonlar liginde alınan 6-1’lik hezimet her şeyin tuzu biberi olmuştur.

Hani bir laf vardır: ‘’Suçlu ayağa kalk’’

Arkadaş ben değilim bir kere.. Milyonlar alan (helalı hoş olsun) bir sürü yönetici, danışman, teknik direktör, yardımcısı ve tüm bunların en başında bulunan başkan vardır.

İşleyen ve iyi çalışan bir takım nasıl böyle bozulur? Bunun faturasını birisi ödeyecek, bu durum yenilir, yutulur değildir.. Hiç sorumluluğu üzerine alan yoktur. Öyle özür dilemekle bu iş geçiştirilemez..

Şimdi bozulan sistemi size tek tek analatacağım..

1. Yabancı oyuncu sorunu: Bu işleri planlayan, organize eden bir Allah’ın kulu yok mudur yahu? 6+0+4 kuralı geleceği belliyken ısrarla neden yabancı oyuncu transfer edilir? Oyuncular hem oynamayacak hem tıkır tıkır paralarını alacaklar.. Bu kadar öngörüsüzlük olur mu arkadaşlar? Hazır elimizde 10 tane yabancı varken daha en son Bruma transferi ne iştir? Şimdi ihtiyaç var mıydı? Hani sol bek falan olsa amenna diyeceğim..

2. Drogba meselesi: Geçen sezon son 4-5 maçta başlayan bir uyumsuzluk takım üstü psikolojisi maalesef bu sezon ilk 4 maçta aynen devam etmektedir. Yahu arkadaş, bir teknik direktör, tahtaya yazmaz mı acaba? Ceza alanı dışında serbest vuruşları 8 numara Selçuk İnan kullanacaktır diyemez mi? Hani Drogba geldiği takımda serbest vuruşçu olur, yine hadi tolerans göstereceğim. Arkadaş ‘’Galatasaray takımı senin serbest vuruş deneme yeri değildir’’ diyecek bir yönetici yok mudur yahu? Yoksa ne işleri var orada, giderler, yapan birisi gelir..

3. Ebue meselesi: Adam geçen yıldan beri gönülsüz, bir türlü oynamak istemiyor, muhtemelen gitmek istiyor. Arkadaş bunu gönderecek bir yönetici yok mudur? Galatasaray Futbol Takımı bu kadar başı bozuk mudur?

4. Fatih Terim meselesi: Şimdi ben şeytanın avukatlığını yapacağım. Hiç inanmıyorum ama söylemek zorundayım.. Fatih Terim, giderayak enkaz bırakmak için her türlü çabayı gösteriyor.. Yahu milli takımda Umut Bulut’u oynatıyorsun da Galatasaray takımında niye oynatmıyorsun? Milli takımla 5 yıllık anlaştın diyelim neden Galatasaray’da devam ediyorsun? Sakın vatan, millet, bayrak deme artık 2013 yılında kimse bu hamasi sözleri yutmaz Sayın Fatih Terim.. Sen gittin, milli takımla ilgilendin, peki Antalyaspor ve Real Madrid maçları öncesi Galatasaray takımıyla ben mi ilgileneceğim acaba? Olmayacak işe niye amin diyorsun? Hem takımı motivasyon veremiyorsun hem de kenarda oturuyorsun.. Kaldı ki Real Madrid maçında 8 yabancı vardı, onlar gaz maz almaz Sayın Fatih Terim.. Onlar ne çalıştırırsan, ne öğretirsen, ne istersen onu yaparlar..
Yahu 4 lig maçında hiç oynamayan Dany defansın göbeğine hangi akıl koyar?

5. Burak meselesi: Önceden kanaatim vardı, dünkü maçta iyicene netleşti. Abi Burak’ın kafası futboldan çok uzaklaşmış.. Hala aklı Lazio’dadır. Ha Burak bu konuda yüzde 100 haklıdır. Adama tamam gidebilirsin deniyor sonra ıvır zıvır gerekçelerle iptal oluyor. Yahu Burak’ı 5 milyon dolara almışsın, sat işte 12-15 her neyse.. Para kazan işte.. Hadi bakalım, mal şimdi defolandı, kimse almaz.. Burak’ta faydalı olmaz.. Ne olacak şimdi? Kim verecek bunun hesabını?

6. Başkan Ünal Aysal meselesi: Çok sevmiştim bir yönünü.. Neydi o?
Profesyonel davranıyordu..
Ama Fatih Terim meselesinde çok amatör davrandı. Çok acemice hareketler yaptı.
Ne yapması gerekirdi?
Fatih Terim milli takıma gitmek istiyor mu, istemiyor mu?
İstemiyorsa, 4 maç falan asla izin vermemeliydi.
İstiyorsa, tamam hocam gidebilirsin, hizmetlerin için teşekkür ederiz deyip hemen yeni bir teknik direktör bulması gerekirdi. 2 aydır konuşulan Fatih Terim-Ünal Aysal polemiğine asla müsaade etmemesi lazımdı..
TFF ile ağız dalaşına girdi ve rest çekti. Yabancı oyuncu sınırlamasını ya çekerler, ya da giderler mealinde sözler sarf etti. Sonra tüm söylediklerini yedi yuttu. Ama en azından ben yutmadım Sayın Başkan! Keşke resti çektikten sonra TFF’yi götüremiyorsanız, siz gitseydiniz..
Sonra yönetim oluştururken bazı simaları silip atmanız çok yanlış oldu. Yerine aldığınız bir yönetici Real Madrid hezimetinden sonra ‘’Fatih Terim gitsin milli takımı, Fenerbahçe’yi çalıştırsın’’ diyor.. Oysa ne büyük çelişki vardır.. Yahu sen yönetim kurulu üyesi isen neden milli takıma izin verdinizi? Sanki o izni ben verdim..
Sayın Başkan resmen son 2-3 aydır çuvalladı, hata üstüne hata yaptı..

Tamam, sorunları anlattım, peki şimdi ne olacak?

Galatasaray gerileme dönemine girdi artık. İnşallah takiben çöküş dönemi yaşamaz..

Çare nedir?

Hemen bugün yarın sorunu çözecek ilacım yoktur. Bence Galatasaray için kayıp yıldır artık.. Neşter vurulmalı ve sorun yaratan her kim varsa hemen gereği yapılmalıdır. Çünkü sorun daha da derinleşecek, daha çok acı verecektir, burası besbellidir.. Sorun Fatih Terim ise hemen ilişiği kesilmelidir. Sorun profesyonel danışmanlar ise hemen kovulmalıdır. Sorun yönetim de ise hemen kongreye gidilmelidir.

Ben ta Anadolu’nun bir ilçesinde feryat ediyorsam buna kimse kulak tıkayamaz.. Zaman idare etme zamanı değildir. Sorunları çözmeden günü kurtarmaya yönelme kesinlikle ölümcül hata olur.. Ne mi olur? Bakın elimizin altında önce Şampiyonlar Ligi, sonra Türkiye Ligi kayıp gider.. En kötü senaryo olan çöküş dönemi yaşanır.. Adnan Polat Başkanlığında yaşadıklarımızı tekrar ederiz..




Hiç yorum yok: