Bu
başlık incitici ama maalesef durum tam da öyledir. ‘Kovulursam giderim’ diyen
Sayın Fatih Terim, artık TFF ile anlaşacak, milli takımla başarılı olmaya
çalışacaktır..
Gelin
bu kovulma sürecine benin penceremden bakalım..
Aslında
ilk işaret fişeği, Sayın Başkan Ünal Aysal’ın ‘eleman’ lafıyla atıldı.. ‘Fatih
Terim kulübümüzün bir elemanıdır’ cümlesi savaşın başlangıcıydı..
Fatih
Terim cephesi; ‘kongre üyesi, ömrü Galatasaray’da geçmiş birisi için eleman
sözcüğü kullanılamaz ve bu hakarettir’ iddiasındaydı..
İşin
özü bir yerde haklılar.. Galatasaray’ın 19 şampiyonluğunda 6’sını kazandıran
teknik direktör Fatih Terim’dir. Oyunculuğunu, UEFA Kupası’nı falan
saymıyorum.. Toplam şampiyonluğun 1/3’ne imza atan Galatasaraylı bir teknik
direktöre bu sözcükle hitap edilmez veya tarif edilmez..
Ama
Ünal Aysal Bey, tamamen batı standartlarında yetişmiş, kurumsal yapıya inanmış,
profesyonelliği kabul etmiş bir insandır. Bu sözü söylerken aslında çok büyük
yanlışı yoktur. Tek kusuru bu sözcüğün estetik olarak Fatih Terim’e
uymadığıdır.. Sonra bir araya gelindi, konuşuldu, ne demek istediği izah edildi
ve konunun üstü kapandı.. Dikkatinizi çekerim, konu kapanmadı, konu buzdolabına
kaldırıldı sadece. İleride tekrar ısıtılıp önümüze konacaktı. Fatih Hocanın tam
olarak istemediği futbolculardan Sneijder ve Drogba transferi derken 2013-2014 sezonu
şampiyonlukla bitti.
Fatih
Terim, futbolla ilgili tek sorumlu olmak istedi ancak Başkan Aysal, asla bu
isteği kabul etmedi. Fatih Terim’in neredeyse nefret ettiği isim olan Bülent
Tulun, Ünal Aysal’ın futbol danışmanı olarak görevlendirildi. Ani bir olağanüstü
genel kurulla Fatih Terim’e yakın yönetim kurulu üyelerinin hepsi değiştirildi.
Fatih Terim için artık istifa kaçınılmazdı. Ancak ısrarla ‘kovulmak’ istedi ve
böylece Galatasaray’lılar gönlünde mağduru oynadı.
Kovulma
kararı ise 5 gün önce alındı.
Çünkü
Ünal Beyin, telefonlarını cevap vermeyen, SMS’lerine geri dönmeyen Fatih Terim,
istediği ‘SON’ 24 Eylül 2014 günü resmiyet kazandı..
Fatih
Terim’in sportif başarısı varken Başkan Ünal Aysal’ın finansal başarısı vardır.
Kim ne derse desin; Ünal Bey, göreve geldiği zaman Galatasaray Kulübü borç
batağındaydı. Finans dehası olan Ünal Bey, müthiş operasyonlarla borçları yarı
yarıya düşürdü ve 2015 yılında uygulanacak UEFA Finans kriterlerini şimdiden yakaladı..
Sonuçta
başarılı 2 insan savaşa girdi. Ünal Beyin, gitmesi için kongre kararı gereklidir
ama Fatih Terim’in gitmesi için Galatasaray Yönetim Kurulu kararı yeterlidir ve
maalesef öyle de oldu..
Geçen
sezon Nisan ayında TFF ve hakemler için söylemediği laf kalmayan Fatih Terim, aradan
4-5 ay geçmeden aynı TFF Başkanı ile sarmaş dolaş sarılmalar, öpüşmeler ve
imzalanan sözleşmeler.. İşte bu hamle Fatih Terim için sonun başlangıcıydı..
Kim
karlı, kim kazançlı çıktı?
Valla
Türkiye’de her şey tabelaya endekslidir. Gelecek olan teknik direktör şampiyon
yaparsa, şampiyonlar liginde başarılı olursa; risk alan Ünal Aysal, tarihe
altın harflerle yazılır.. Yok, tersi olursa; Ünal Aysal sezon sonunda istifa
etmek zorunda kalır..
Bence
Türkiye’de hiçbir kulüp başkanının alamayacağı büyük riski üzerine almıştır. Çünkü
olası başarısızlık halinde teknik direktör giderdi ama bu durumda kendisi
gider..
Ben
Galatasaray’lıyım, elbette şahıslardan önce kurumsal kimlik gelir.
Ha
bu ayrılık Galatasaray kültürüne, anlayışına yakıştı mı?
Hiç
şık olmadı ama bunu her iki tarafta istedi.. Yapılacak bir şey yoktur…
Fatih
Terim, muhtemelen 3-4 yıl sonra başkanlığa oynayacaktır. Olur ya da olamaz, Ogün
kü konjonktür ne gösterir, bilemem..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder