30 Kasım 2018 Cuma

Forvetsiz Galatasaray için kritik haftalar..



2 Aralık, Galatasaray deplasmanda Beşiktaş derbisi,
8 Aralık, kendi sahasında Rizespor maçı,
15 Aralık, deplasmanda lig lideri Başakşehir,
Ve 23 Aralık sahasında Sivasspor maçlarını oynayacak..

Bu kritik 4 maçın sonuçlarına göre ya şampiyonluk iddiasına tutunacak yada tutunamayacak..

Forvetsiz Galatasaray için 4 hafta ‘’olmak ya da olmamak’’ kadar önemlidir..

Tüm bu stresin üstüne o kadar kritik bir maçı daha vardır..

11 Aralık günü, Porto ile yapacağı maçın skoruna göre UEFA Avrupa Ligine ya gidecek ya da gidemeyecek..

Aynı gün Shalke ile oynayacak 3 puanlı Lokomotif Moskova takımı rakibini yenerse; grubun lideri Porto’yu Galatasaray mutlaka yenmek zorundadır aksi halde grup sonuncusu olur..

Her 2 maç berabere biterse Galatasaray’ın lehine ancak Galatasaray yenilir, Lokomotif Moskova berabere kalırsa aynı puana ulaşacak 2 takımdan Galatasaray averajla grup 3.’sü olarak UEFA Avrupa Kupası maçlarına devam edecek..

Velhasıl forvetsiz Galatasaray, Aralık ayı içinde tabiri caizse ‘sırat köprüsünden geçecektir’..

Neden forvetsiz dediğimi itiraz eden çıkabilir..

Eren Derdiyok forvet ama yedektir..

Geçen yıl malumunuz yedek forvetti ve son dakikalarda kimi maçlarda yer alırdı..

Zaten sakatlığı yüzünden bu sezonun oynanan 13 lig maçının neredeyse yarısında yer almadı..

Sezon başında forvet Bafetimbi Gomis gitti, para yüzünden maalesef forvet transferi yapılamadı..

İlk yarı bitsin, mutlaka 2 forvet transferi yapılacaktır..

Şartı ise oynanacak 4 lig maçından hasar almadan çıkmaktır..

Aksi halde iddiasız Galatasaray’ın transferi manasız kalır..

Yazar Ömer Özdamar
Bucak-Burdur




7 Kasım 2018 Çarşamba

Galatasaray Beklenti Yaratamıyor..



‘’Gol atamıyor, defans yapamıyor’’ algısına sahip bir takım; taraftarına iyimser gelecek vaat edebilir mi?

Bence edemez..

Hem Galatasaray Başkanı’nın hem de nam-ı diğer İmparator Fatih’in en büyük kaygısı, en büyük öfkesi bu algı tespitinden kaynaklıdır..

Peki, yakın gelecekte bu algıyı kırabilecek girişimde bulunma olasılığı var mıdır?

Maalesef yoktur, en azından ilk yarı bitimine kadar..

Daha ligin bitmesine 6 hafta var, bu arada kalan 2 ‘Şampiyonlar Ligi Maçı’ da oynayacaktır forvetsiz..

Son 3 maçına göz atalım mı?

Alman Ligi’nde en kötü sezonunu yaşayan Shalke’ye 2-0 kaybeden Galatasaray;  kendi sahasında ligin düşme hattının bir tık üstünde olan ezeli rakibi Fenerbahçe’ye karşı 50.dakikayı 2-0 önde girerken dramatik bir şekilde 2-2 berabere kaldı..

Geçen hafta sonu Malatya deplasman maçında alınan 2-0’lık skor en baştaki algı tespitimi doğrular nitelikte verilerdir..

Galatasaray-Fenerbahçe maçının bitiş düdüğüyle yaşanan itiş-kalkışları hatta şiddet çağrıştıran hareketleri anlamlandırmamda çok zorlandım.

Neden?

Geçmişteki Galatasaray-Fenerbahçe derbilerinde klasik ve fenomen olmuş yerli isimler hep bu tür olayların işaret fişeğini çakarlardı..

Ancak geçen hafta tatsız olayların yaşandığı derbide öne çıkan kahramanların yabancı futbolcular olması beni çok şaşırttı..

Olayların yabancı oyuncuları Fenerbahçe kimliğiyle özdeşleşmesi ve fanatikleşmesi mümkün değildir, çünkü transferi daha 6 ayını doldurmamıştır..

Size ne oluyor arkadaş, misafir geldiğiniz bir ülkede hangi cesaretle ‘’boğazını sıkmak, tokat atmak’’ gibi bu çirkin davranışları gerçekleştirebiliyorsunuz?

Ben olsam; olaylara karışan yabancı futbolcuların biletini keserim, yallah evinize derim..

Bence her 2 takım yabancı oyuncularının başarısız olmalarını şiddetle örtme çabaları diyebilirim..

Böylece başarısızlık değil, olaylar konuşulur..

Neyse esas mevzuumuza dönelim..

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ne gibi hamle yapar ve bu olumsuz algıdan Galatasaray takımını çıkarabilir?

Ben olsam; altyapıdan en az 2 forvet oyuncusunu alır ve ilk 18’e koyarım, hatta birini ilk 11’de başlatırım..

6 hafta forvetsiz oynayacak olan Galatasaray takımı için bir bakarsınız süper yıldız doğar..

Bu hamle ‘deneme lüksü’ değil artık mecburidir..

Stoperde Ozan Kabak daha 18 yaşındayken ilk 11’e adapta olduysa altyapıdan 2 forvet oyuncusu neden olmasın Fatih Hoca?

Kaldı ki geçmiş yıllarda bu tür genç oyunculara hep şans verirdiniz zaten..

‘’Gol atamadığı için gol yiyen’’ takım algısı başka türlü kırılamaz bence..

Yazar Ömer Özdamar
Bucak-Burdur