16 Aralık 2013 Pazartesi

Bucak Belediye Oğuzhanspor-Çiğli Belediyespor’a 2-1’le boyun eğdi..


Maç Pazar gününden Pazartesi gününe alınınca en büyük darbeyi seyirciye vurdu.. Doğal olarak maçı izlemeye gelen çok az Bucaklı vardı..
İşte protokol tribünü şöyle-böyle doluydu, zaten açık tribün yıkılmış, yerinde yeller esiyor, kulağıma gelen bilgilere göre ihalesi olmuş, yenisi yapılacakmış..
Dikkatimden kaçmayan bir ayrıntı ise bu hafta oynanan tüm futbol müsabakalarında; geçen hafta içinde vefat eden eski TFF Başkan Yardımcısı anısına saygı duruşu yapıldı, kulüp binası çatısında maçı izleyenler hariç herkes ayağa kalktı ve saygı duruşu yapıldı..
Bu arada tribünde sigara içme yasağını galiba abartan ya da yanlış yorumlayan polislerimiz; devre arasında tribünden inip sigara içenlere stadın çıkış kapısına gönderdi.. Ufak tefek tartışmalar yaşandı ve nezaketle sonlandı..
Ulan nerdeyse uçan kuşu anlattık ama bir türlü maça giremedik.. ::J))
Oğuzhanspor, kendi sahasında, grupta 3.sırada bulunan kuvvetli bir Çiğli Belediyespor takımıyla karşılaştığının bilincinde savunma ağırlıklı önlem almıştı.
Bu taktik doğrusu maçın son 5-6 dakikasına kadar tuttu. Çünkü ilk yarıda atılan karşılıklı gollerle 1-1 bitmiş ve 2.yarıya önce savunma, sonra bulursa gol için kontratak taktiği yaptı. Maalesef maçın bitmesine çok az süre kala Çiğli takımı aradığı galibiyet golünü buldu ve Oğuzhanspor aradığı puan ya da puanları alamadı..
Oğzuhanspor’u son 3 sıra içinde değil de, ilk 3 sıra içinde mücadele ettiğini görmeyi herkes gibi ben de çok isterim.. Ancak oynanan 13 maç sonrası durum ve gerçek ortadadır.. Allah’tan Acıpayam Gençlik ve Ispartaspor ligin dibine demir atmışlar ve son 2 sırayı kabullenmişler gibi duruyor.. Mevcut görünüme göre Oğuzhanspor’un düşme hattı olan son 2’ye kalması pek ihtimal dışı durmuyor. Çünkü sadece 4 puan fark vardır, kaybedeceği bir maçla kendini bir anda son 2’de, düşme hattında bulabilir. Uzun lafın kısası tehlike çanları Oğuzhanspor için çalıyor, hem de gümbür gümbür..
Ne yapmak lazım?
Valla yönetim herhalde bir çare düşünüyordur ve bulacaktır kanaatindeyim..
Son bir not: MHP Bucak Belediye Başkan Adayı Sayın Ramazan Kesici maçı izlemeye geldi..



3 Aralık 2013 Salı

Galatasaray girdaba girdi..


Şunu suçlama, bunu itham etme zamanı hiç değildir. Galatasaray Futbol Takımı maalesef girdaba girdi ve çıkma çabası içinde olup uğraşmaktadır..
Mesele ise girmiş olduğu girdaptan çıkar mı?
Çıkacaksa, nasıl çıkar?
Sezon başladı, işlerin iyi gitmediği belliydi zaten..
Nasıl?
İlk hafta zar zor Gaziantep’i 2-1 yendik, ondan sonra Bursa, Eskişehir, Antalya ile oynadı ve 3 maç da berabere bitti..
Sonra Real Madrid hezimeti, sonra Beşiktaş galibiyeti veı Fatih Terim vedası..
Teknik direktörsüz Çaykur Rize maçı berabere,
Roberto Mancini ile çıkılan maçlarda;
Akhisar maçı mağlup,
Karabük maçı galip,
Kayseri maçı galip,
Konya maçı galip,
ezeli rakibimiz Fenerbahçe karşısında tek korner atmadan mağlup,
Sivas maçı galip,
Kasımpaşa maçı berabere..
Bu arada Kopenhag ve Real Madrid deplasman maçlarını mağlup bitirdi..
Ligin ilk yarısı, 4 maç sonra tamamlanacak.. 13 hafta bitmiş ve maalesef ezeli rakibimiz Fenerbahçe bize 9 puan fark atmıştır..
8 yıldır alamadığımız Türkiye Kupası, 5.tur eleme maçında, PTT Liginden Gaziantep BŞ takımıyla oynayan Galatasaray takımı, 120 dakika sonra penaltılarla eleyebildi..
Tabloyu ortaya serdik, şimdi çare üretelim..
Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Ünal Aysal’ın, başarı endeksli görevde kalacağını hepimiz iyi biliyoruz. Şampiyonlar Ligin’den elenmesi, ligde kötü sonuçlar almaya devam etmesi halinde; Sayın Başkanı taksanız durmaz, gider.. Bu bağlamda 10 Aralık 2013 günü saat 21.45’de Galatasaray, Juventus karşısına ‘olmak ya da olmamak’ gibi çok hayati bir maça çıkacaktır.
Kazanırsa; Sayın Başkan Aysal, devre arası hamle yapmak için fırsat yakalar. Aksi halde Ocak-2014 ayı içinde kesin istifa eder.. Sonra ne olacağını hayal bile edemiyorum.. Çünkü çok kötü sezon sonu yaşanır..
Juventus maçını kazanması üzerine senaryo yazarsak devre arasında; ya Drogba ya da Sneijder gider.. İkisini birden kaldırmadı bu takım..
Amma kiralık amma satılık başka yabancı futbolculardan kimler gider?
Riera, Dany, Amrabat..
Bulunabilirse; yerli ya da yabancı bir sol kanat oyuncusu transfer edilebilir.
Sezon başı transfer planlaması hatalı olduğunu hem yönetim hem de teknik heyet kabul ediyor herhalde..
Eğer Mancini devam ederse; Galatasaray Takımı, ligi nerede bitirirse bitirsin sezon sonu hem yerli hem de yabancı oyuncuların yaprak dökümü yaşanacaktır.. Buna karşılık en az 3 yabancı oyuncu, 5 yerli oyuncu transfer edilecektir.
Peki, takımda bugün itibarıyla sorun nedir?
Teknik Direktör Mancini, iskambil kağıdı dağıtır gibi her maça ayrı, değişik bir kadroyla çıkıyor.. Bir türlü kafasındaki şablona uyan oyuncu ve takımı oluşturamadı ya da bulamadı..
Takım içinde yerli-yabancı oyuncu uyumu bozuktur. Artık bu gerçeği sokaktaki simitçi bile söylüyor.. Profesyonel oyuncular birbirlerine saygı ve sevgi duymazlarsa; takım karakterini sahaya yansıtmaları mümkün değildir.
Kısaca yeni sezona 60-70 milyon Euro harcamak isteyen bir başkanı Galatasaray Kulübü bulmak zorundadır..
İlk yarı ve 2.yarı maçları, sıradan Galatasaray taraftarlarını mutlu kılmayacaktır. Canımızın çok sıkılacağı günler bizi bekliyor.. Hele kupa maçında lakayt atılan penaltılar, çok kızıp son penaltıları izlemeyen teknik direktörü gördükten sonra nasıl iyimser olayım, siz bana söyleyin!


16 Kasım 2013 Cumartesi

Bucak Belediyesi Oğuzhanspor, İncirliova Belediyespor’a acımadı..


İncirliova Belediyespor 8 maçta 2 galibiyet, 2 beraberlik, 4 yenilgi alarak 8 puanla 11.sırada bulunuyor.

Bucak Belediye Oğuzhanspor ise 8 maçta 2 galibiyet 1 beraberlik ve 5 yenilgi almıştır. 7 puanla hemen İncirliova altındadır.

Kısaca 7 puanlıyla, 8 puanlının final maçı niteliğindeydi çünkü ya İncirlova’yı altına alacaksın ya da dibe demir atacaksın..

Geçen hafta içinde oynanan Acıpayam maçı da benzer karakterdeydi. Buna rağmen Oğuzhanspor 2-1’lik skorla o maçı da kazanmayı bildi.

Gelelim bugün oynanan Bucak Belediye Oğuzhanspor-İncirliova Belediyespor maçına..

Malumunuz gol, ikinci yarı, dakika 60’da Murat Güvenç’ten geldi..

İncirliova kalan yarım saatte beraberliği bulmak için zorladıysa da başarılı olamadı..

Bucak’ta oynanan tüm maçları izlememe rağmen şimdiye kadar yorum-düşünce açıklamadım.

Neden?

Bekledim sabırla.. ‘Hani şöyle maçlar oynansın, yeni transferler otursun, ondan sonra kanaatimizi yazarız’ dedim.. İşte o vakit geldi, çattı..

Bucak Belediye Oğuzhanspor 9 maç oynadı ve 10 puan topladı. Görünen o ki, bu takım küme düşmez ama ilk 2’yi de zorlayamaz..

Hani ‘göç yolda düzülür’ misali Oğuzhanspor, transferleri hep son dakikada yaptı.. Transfer sezonun son günü, 3 oyuncuyu daha kadrosuna kattı. En son ise bu hafta içinde Yeni Teknik Direktör Yardımcısıyla da anlaştı ve İncirliova maçında kulübede yerini aldı.

Bugünkü maçta en beğendiğim oyuncu kaptanımızdır.

Neden?

Ayağına top yakışıyor, tekniği çok yüksek, rahat adam geçiyor, orta sahada çok koşuyor ve oyunu iyi yönlendiriyor..

Bana göre Oğuzhanspor takımının sağ kanadı çalışmıyor. Birkaç oyuncu denenmesine rağmen o kanat bir türlü dikiş tutmuyor.

Hele kendi sahamızda takım ne yapıp, ne edip çift forvet oynamalıdır. Bugün ilk yarıda hiç varlık gösteremeyen takım, 2.yarıya çift forvet çıkınca biraz üstünlük kurdu, çok geçmeden golü de buldu..

Sol kanat ise dinamo gibi çalıştı. Orta sahada nam-ı diğer Bataşa (Ahmet Bülbül), topu saklaması iyi, orta saha preslerine katılması iyi, tek eksiği dikine oynamamasıdır..

Defansa yardım için 2.yarı sonlarına doğru oyuna giren oyuncumuz bacaklarını beyaz çorapla kapattığı için biraz sorun yarattı. 4.hakem kabul etmedi ama orta hakem müdahalesiyle oyuna girebildi.

Son bir önerim yönetime olacaktır. Açık tribüne mutlaka bir amigo bulunmalıdır. Biraz harçlık verilip 5-10 genç organize edilmeli, davul falan verilmeli ve seyirciyle, takım aynı coşkuyu yakalamalıdır.


Neyse maçtan enstantaneler bunlardı.. Bundan sonra Bucak ilçe stadyumunda oynanan her maçın ardından yorum ve düşüncemi sizlerle paylaşacağım.

10 Kasım 2013 Pazar

Galatasaray maçı öncesi, maç içinde yaşananları, maç sonrası..


Hiç uzatmadan düşüncelerimi direk söylüyorum..

Roberto Mancini bu sezon sonunda gider..

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal daha fazla direnemez ve Mayıs-2014 ayında olağanüstü kongrede gider..

Drogba bu sezon sonu Galatasaray’la bağı kopar..

Gelelim maç öncesi havaya..

Başkan Aysal için, Teknik Direktör Mancini için olmak ya da olmamak adına eşik maçıdır. Ya bu eşiği atlarsın ya da bu eşikten aşağı düşersin..

Yemekler verildi, konsantrasyon sağlandı, 14 yıldır kazanamayan Galatasaray için uygun ortam sağlandı..

Maç başladı, hani bazen oynarsın ama kaybedersin ya, teselli olur ya, arkadaş bu maç öyle değil ki, bu kadar aciz Galatasaray takımı görmekten utanç duydum..

Ben centilmenlik kralı Drogba yerine savaşan Drogba istiyorum.. Abi, aldığı paraya yazık ya.. Galatasaray onca maddi fedakarlık yapsın, buna karşın sahada dolaşan, ona buna centilmenlik gösterisi yapan Drogba istemiyorum..

Gelelim Başkan Ünal Aysal’a.. Sayın Başkan şimdiye kadar hep sizi destekledim ama bu kez ıskaladınız, yanlış yaptınız..

Nasıl mı?

TFF rest çektiniz ama yemedi.. Ancak yuvadaki yavruya gücünüz yetti.. Dışarıya sessiz ama içeride aslan.. Olmadı başkan olmadı..

‘Yabancı kontenjanı düzeltmeyen TFF Başkanı gider’ dediyseniz gitmesi lazım.. Eğer gitmiyorsa, siz gidecekseniz Sayın Başkan!

Sayın Başkan 9 puan farkla lig gitti, Şampiyonlar Ligi de giderse; sizin büyük takım teorisi çöker, dolayısıyla siz de çökersiniz..

Yahu Kadıköy’de aslan gibi oynarsın ama kaybedersin amenna.. Bu kadar silik Galatasaray takımını, hiç Kadıköy’de izlemedim.. Roberto Mancini siz de sezon sonu ya İtalyan Milli Takımına gidersiniz ya da başka takıma gidersiniz..

Ben üzüldümse; o zaman bu işin sorumluları olan Başkanı, Teknik Direktörü ve bazı futbolcuları elbette üzeceğim..

Sneijder neredeyse 30 milyon Euro’ya mal oldu, yok sakat, yok formsuz, aradan geçti 1,5 sezon, hala katkı bekliyoruz, olmadı abi olmadı.. Yanlış transfer olduğu ortaya çıktı..

Son bir not: Fatih Terim Hocamızdan özür diliyorum, o haklıymış..

Daha çok söyleyeceğim var ama şimdilik burada keseyim..




24 Ekim 2013 Perşembe

Roberto Mancini, Galatasaray tarihine nasıl geçer?


Bu hafta sonu Kayseri deplasmanı, gelecek hafta Konya maçı, 5 Kasım, Salı Günü Kopenhag maçı bence kayıpsız kapatılacağa yönündedir..

Ve büyük gün gelip çatacaktır.. 10 Kasım Pazar Günü, saat 19.00’da Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda Fenerbahçe-Galatasaray maçı oynanacaktır..

Hani o meşhur bu stat da kazanama sendromu vardır ya, çünkü yaklaşık 13 yıldır Galatasaray, Fenerbahçe’yi Şükrü Saraçoğlu’nda yenemedi ya..

İşte bu yüzden Roberto Mancini için altın tepside sunulan bir fırsat vardır..

Nedir o fırsat?

Ha bu sezon şampiyon olsak Roberto Mancini, Galatasaray tarihinde yer almayacak mı? Elbette alacaktır ancak altın harflerle yazılması ve sıra dışı teknik direktör olabilmesi için Fenerbahçe’yi yenmesi gerekir..

22 Aralık 1999 günü, Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda Hasan Şaş ve Marcio’nun golleriyle 2-1’lik galibiyeti alan Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’dir.

Kaderin cilvesine bakın ki, Fatih Terim gitti, Roberto Mancini geldi.

Kanaatim odur ki, 3 hafta sonra yani 10 Kasım 2013 günü Galatasaray, Fenerbahçe’yi yenecektir.  

Yenerse ne gibi sonuçlara yol açar?

Fatih Terim, Roberto Mancini mukayesesi kesin olarak biter..

Fatih Terim şahsına münhasıran başarıları ortadadır ve Galatasaray tarihinde saygın yerini zaten almıştır.

Fenerbahçe’yi kendi sahasında 1999 yılından beri yenemeyen Galatasaray Takımı ve Teknik Direktörü Mancini üzerindeki kara bulutlar ve tüm kuşkular dağılacaktır..

Roberto Mancini artık 3 yıl süresince Galatasaray Teknik Direktörü olarak rahatça kalacaktır..

Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal hakkında yaşanan homurtular, kızgınlıklar üzerine sünger çekilecektir. En az 2 yıl daha başkan olarak görev yapacaktır.

Daha ne olsun, değil mi?


27 Eylül 2013 Cuma

Futbol ve siyaset..


Bu yaşıma geldim, futbol-siyaset ilişkisi hiç tanık olmadığım kadar ikiz kardeş gibiler.. Mutlaka önceden de kıyısından köşesinde siyasetin, futbol içine müdahil olduğu bilinirdi ancak bu kadar açıktan, bu kadar bodoslama, bu kadar derinlemesine yan yana anıldığını hiç anımsamıyorum.

Trabzonspor Kulübü Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu, açıktan siyasetin içindedir. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Erdoğan’ın mitinglerinde en önde yer alıyor, konuşma yapılan platformun şeref misafiri olarak görülüyor, hatta hızını alamıyor, ta İstanbul mitingine bile katıyor..

En son Galatasaray Futbol Takımı Teknik Direktörü Fatih Terim’in milli takıma gidişinde yine Sayın Başbakan Erdoğan, en büyük rolü oynuyor.
Bunun karşılığında Sayın Fatih Terim ise ‘Beyaz TV’de yayınlanan ‘Ustanın Hikayesi’ isimli programda Başbakan Erdoğan için övgü ve takdir dolu bant konuşması yapıyor ve program içinde yer alıyor.

Derken Program Sunucusu Sayın Ertem Şener, Fatih Terim hakkında soru yöneltiyor..

Kime?

Sayın Başbakan Erdoğan’a..

Peki, ne diyor Sayın Erdoğan?

İşte Fatih Terim’in büyük teknik direktör olduğuna dair güzel sözler..

Siz Fatih Terim’in milli takımın başına nasıl geldiğini zannediyorsunuz?

Benim tahmin ve araştırmalarıma göre; Başbakan Erdoğan, akrabası olan Göksel Gümüşdağ aracılığıyla Fatih Terim’e haber gönderiyor ve milli takımın başına geçmesini istiyor..

Fatih Terim’de ‘büyük bir şerefle kabul ederim’ yanıtını veriyor.

Göksel Gümüşdağ, TFF Başkanı Demirören’e söylüyor. Tamamdır, neden olmasın, hem Sayın Başbakan diyorsa; daha ötesi yoktur mealinde düşünceyle hemen telefona sarılıyor..

Bilin bakalım kimi arıyor?

Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Ünal Aysal’ı..

Başbakan, TFF Başkanı, Fatih Terim üçlüsünün ‘evet’ dediği bir konuya Sayın Ünal Aysal ne diyebilecek?

Normalde sezon başlamış, uzun bir lig maratonu önünde duruyor, ilk etapta 6 maçlık Şampiyonlar Ligi grup maçları ve Türkiye Kupası maçları bekliyor olan bir takımın teknik direktörünü milli takıma gönderir mi?

Mümkün değil, kabul etmez. ‘Hadi işinizi bakın’ der ve reddeder ama burası Türkiye’dir ve Türkiye 2013 realitesi vardır.

Arkasına TFF’yi, Başbakanı alan Fatih Terim’e artık Galatasaray Kulübü Başkanı hükmedebilir mi?

Bırak hükmetmeyi, normal bir iletişim bile kurulamaz ki, öyle de oldu.. Ne telefona çıkıyor, ne davete icap ediyor, ne de sözleşme imzalamaya yanaşıyor..

Futbol ve siyaset öyle bir noktaya sürüklendi ki, göreceksiniz şampiyon bile önceden belli olacaktır..

Mesela bu yıl için Trabzonspor şampiyon yapılabilir.. 2014-Mayıs ayında bu yazıyı tekrar okursunuz artık..



25 Eylül 2013 Çarşamba

Galatasaray hedef tahtasında..


‘Meyve veren taşlanır’ sözü bu kez Galatasaray için devreye giriyor.

Türkiye’nin başı derttedir arkadaşlar..

Kimle?

TFF (Türkiye Futbol Federasyonu) Başkanı Sayın Yıldırım Demirören ile..

UEFA’nın aldığı şike kararı üzerine sus pus olan TFF Başkanı, Galatasaray iç meselesinde resmen müdahil oldu..

Dünya 3.’lüğü kazandırmış Şenol Güneş varken, çok tecrübeli Mustafa Denizli varken, sen ne diye Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’e teklif yaparsın?

Galatasaray’a 4 kupa vermiş, tabirimi hoş görün b.k vermiş.. Bir kupayı koridorda, bir kupayı havaya attı, ulan Galatasaray 34 hafta mücadele etmiş ve hak etmiştir.. Senin keyfi kederine göre o kupa alınmamıştır..

Galatasaray’ın ‘eleman’ polemiği iç meselesidir. Yok benim kader arkadaşım falan filan.. TFF Başkanı bu polemiği ne amaçla kullanır?

İyi de sözleşme olmadan Fatih Terim FIFA maçlarına nasıl çıktı? Bunlar çok komik abi:J)

İşin özü şudur: Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, ‘6+0+4 kuralı değişmeli, değişmezse TFF değişir’ cümlesiyle hedef tahtasını yerleşti. Ünal Aysal’ı öyle zayıf yerinden vurdu ki elindeki teknik direktörü aldı ve milli takıma getirdi..

Daha her şey çok sıcakken ve çok az konuşan beyefendi; Fatih Terim’e destek maksadıyla basın toplantısı düzenledi. İşte ben eleman demem, işte telefona cevap verilmiyorsa hatayı kendimde ararım gibi abuk sabuk ifadeler kullandı..

Sahte ve yalan olduğu yüzünün gülümsemesinden bellidir. Örneğin Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni telefonuna çıkmazsa hatayı gazetenin patronu Yıldırım Demirören kendinde arayacak ha.. Onu sen fesime anlat.. O telefona çıkmayan birisi; ertesi gün soluğu muhasebede alır ve ilişiği kesilir..

Benim en canımı sıkan görüntü ise Fatih Terim’in bu duruma çanak tutmasıdır.

Elinde bir kağıt gösteren TFF Başkanı, ‘işte imza budur, ortada sözleşme yoktur’ diyor ama o kağıt parçası devlet sırrı gibi günlerce niye saklandı?
Galatasaray Yönetimi, imzalanan o kağıdı resmen talep etmesine rağmen herkese sözleşmeyi göstermek zorunda değiliz diyen yine aynı TFF..
Son bir not: Hasan Şaş ve Ümit Davala istifa etti iddiası doğruysa..

Galatasaray’ın ekmeğini yemiş ve yardımcı antrenör olan Hasan Şaş ve Ümit Davala tam bir hayal kırıklığı yarattı.. Geçen sezon Fatih Terim’in trübüne gönderildiği olayda kasten bizi de gönder diyen nasıl zihniyettir arkadaş?

Galatasaray takımının başında ben mi çıkacağım? Neymiş Fatih Hoca atılmış, bizde atılalım.. Yuh size.. Galatasaray’ın futbolcusu olmuş bu insanlara son bir sözüm olacak? Size yazıklar olsun!

Galatasaraylı nezaketi ve terbiyesi takımı başı boş bırakmak kadar asla ileri gidemez. 3 gün sonra Rize maçına çıksan, gelecek hocaya bilgi versen, sonra öpüşüp ayrılsan; ne büyük duruş, ne büyük onur olurdu..

Ulan ‘Fatih Hoca milli takıma gitti, belki size sezon ortasına kadar devam edin’ diyecekler.. Fatih Terim milli takıma gitti, peki siz nereye gideceksiniz?

Galatasaray zor durumda kalsın diye çete gibi toplu hareket ediyorlar.. Fatih Terim gönderildi diye hepsi istifa ediyorlar.. Ulan bu nasıl kafadır! Biz yoksak gerisi tufan düşüncesini gerçek Galatasaraylı uygular mı?

Arkadaşlar bir dakika ya, Galatasaray Kulübü’nü temsil eden kimdir?

Başkan Ünal Aysal’dır..

Eğer birisi Başkanın telefona çıkmıyorsa; Galatasaray’ı takmıyordur, Galatasaray’dan büyüğümdür anlamına gelir.. Bunu asla kabul etmem..

Sonuç olarak dünden beri Ünal Aysal’ın yanındaydım.. Bugün gördüklerim karşısında ‘bin kere haklıyım ve bin kere başkanın yanındayım’ diyebilirim..



24 Eylül 2013 Salı

Fatih Terim kovuldu..


Bu başlık incitici ama maalesef durum tam da öyledir. ‘Kovulursam giderim’ diyen Sayın Fatih Terim, artık TFF ile anlaşacak, milli takımla başarılı olmaya çalışacaktır..

Gelin bu kovulma sürecine benin penceremden bakalım..

Aslında ilk işaret fişeği, Sayın Başkan Ünal Aysal’ın ‘eleman’ lafıyla atıldı.. ‘Fatih Terim kulübümüzün bir elemanıdır’ cümlesi savaşın başlangıcıydı..

Fatih Terim cephesi; ‘kongre üyesi, ömrü Galatasaray’da geçmiş birisi için eleman sözcüğü kullanılamaz ve bu hakarettir’ iddiasındaydı..

İşin özü bir yerde haklılar.. Galatasaray’ın 19 şampiyonluğunda 6’sını kazandıran teknik direktör Fatih Terim’dir. Oyunculuğunu, UEFA Kupası’nı falan saymıyorum.. Toplam şampiyonluğun 1/3’ne imza atan Galatasaraylı bir teknik direktöre bu sözcükle hitap edilmez veya tarif edilmez..
Ama Ünal Aysal Bey, tamamen batı standartlarında yetişmiş, kurumsal yapıya inanmış, profesyonelliği kabul etmiş bir insandır. Bu sözü söylerken aslında çok büyük yanlışı yoktur. Tek kusuru bu sözcüğün estetik olarak Fatih Terim’e uymadığıdır.. Sonra bir araya gelindi, konuşuldu, ne demek istediği izah edildi ve konunun üstü kapandı.. Dikkatinizi çekerim, konu kapanmadı, konu buzdolabına kaldırıldı sadece. İleride tekrar ısıtılıp önümüze konacaktı. Fatih Hocanın tam olarak istemediği futbolculardan Sneijder ve Drogba transferi derken 2013-2014 sezonu şampiyonlukla bitti.

Fatih Terim, futbolla ilgili tek sorumlu olmak istedi ancak Başkan Aysal, asla bu isteği kabul etmedi. Fatih Terim’in neredeyse nefret ettiği isim olan Bülent Tulun, Ünal Aysal’ın futbol danışmanı olarak görevlendirildi. Ani bir olağanüstü genel kurulla Fatih Terim’e yakın yönetim kurulu üyelerinin hepsi değiştirildi. Fatih Terim için artık istifa kaçınılmazdı. Ancak ısrarla ‘kovulmak’ istedi ve böylece Galatasaray’lılar gönlünde mağduru oynadı.

Kovulma kararı ise 5 gün önce alındı.

Çünkü Ünal Beyin, telefonlarını cevap vermeyen, SMS’lerine geri dönmeyen Fatih Terim, istediği ‘SON’ 24 Eylül 2014 günü resmiyet kazandı..

Fatih Terim’in sportif başarısı varken Başkan Ünal Aysal’ın finansal başarısı vardır. Kim ne derse desin; Ünal Bey, göreve geldiği zaman Galatasaray Kulübü borç batağındaydı. Finans dehası olan Ünal Bey, müthiş operasyonlarla borçları yarı yarıya düşürdü ve 2015 yılında uygulanacak UEFA Finans kriterlerini şimdiden yakaladı..

Sonuçta başarılı 2 insan savaşa girdi. Ünal Beyin, gitmesi için kongre kararı gereklidir ama Fatih Terim’in gitmesi için Galatasaray Yönetim Kurulu kararı yeterlidir ve maalesef öyle de oldu..

Geçen sezon Nisan ayında TFF ve hakemler için söylemediği laf kalmayan Fatih Terim, aradan 4-5 ay geçmeden aynı TFF Başkanı ile sarmaş dolaş sarılmalar, öpüşmeler ve imzalanan sözleşmeler.. İşte bu hamle Fatih Terim için sonun başlangıcıydı..

Kim karlı, kim kazançlı çıktı?

Valla Türkiye’de her şey tabelaya endekslidir. Gelecek olan teknik direktör şampiyon yaparsa, şampiyonlar liginde başarılı olursa; risk alan Ünal Aysal, tarihe altın harflerle yazılır.. Yok, tersi olursa; Ünal Aysal sezon sonunda istifa etmek zorunda kalır..

Bence Türkiye’de hiçbir kulüp başkanının alamayacağı büyük riski üzerine almıştır. Çünkü olası başarısızlık halinde teknik direktör giderdi ama bu durumda kendisi gider..

Ben Galatasaray’lıyım, elbette şahıslardan önce kurumsal kimlik gelir.

Ha bu ayrılık Galatasaray kültürüne, anlayışına yakıştı mı?

Hiç şık olmadı ama bunu her iki tarafta istedi.. Yapılacak bir şey yoktur…

Fatih Terim, muhtemelen 3-4 yıl sonra başkanlığa oynayacaktır. Olur ya da olamaz, Ogün kü konjonktür ne gösterir, bilemem..



18 Eylül 2013 Çarşamba

Galatasaray düello kulübü değildir..



Galatasaray Başkanı Sayın Ünal Aysal ile Galatasaray Teknik Direktörü Sayın Fatih Terim arasında tam bir düello yaşanmaktadır. Birbirlerine açıktan bazen de gizliden ateş ediyorlar ve birbirlerini yok etmeye çalışıyorlar..

Bir Galatasaray taraftarı olarak bunlar beni hiç ilgilendirmez ama, ne zamana kadar? Galatasaray zarar görmeye başladığı noktaya kadar..

4 maçta 3 beraberlik 1 galibiyetle zaten ligde durum iç açıcı değildir. Hele Şampiyonlar liginde alınan 6-1’lik hezimet her şeyin tuzu biberi olmuştur.

Hani bir laf vardır: ‘’Suçlu ayağa kalk’’

Arkadaş ben değilim bir kere.. Milyonlar alan (helalı hoş olsun) bir sürü yönetici, danışman, teknik direktör, yardımcısı ve tüm bunların en başında bulunan başkan vardır.

İşleyen ve iyi çalışan bir takım nasıl böyle bozulur? Bunun faturasını birisi ödeyecek, bu durum yenilir, yutulur değildir.. Hiç sorumluluğu üzerine alan yoktur. Öyle özür dilemekle bu iş geçiştirilemez..

Şimdi bozulan sistemi size tek tek analatacağım..

1. Yabancı oyuncu sorunu: Bu işleri planlayan, organize eden bir Allah’ın kulu yok mudur yahu? 6+0+4 kuralı geleceği belliyken ısrarla neden yabancı oyuncu transfer edilir? Oyuncular hem oynamayacak hem tıkır tıkır paralarını alacaklar.. Bu kadar öngörüsüzlük olur mu arkadaşlar? Hazır elimizde 10 tane yabancı varken daha en son Bruma transferi ne iştir? Şimdi ihtiyaç var mıydı? Hani sol bek falan olsa amenna diyeceğim..

2. Drogba meselesi: Geçen sezon son 4-5 maçta başlayan bir uyumsuzluk takım üstü psikolojisi maalesef bu sezon ilk 4 maçta aynen devam etmektedir. Yahu arkadaş, bir teknik direktör, tahtaya yazmaz mı acaba? Ceza alanı dışında serbest vuruşları 8 numara Selçuk İnan kullanacaktır diyemez mi? Hani Drogba geldiği takımda serbest vuruşçu olur, yine hadi tolerans göstereceğim. Arkadaş ‘’Galatasaray takımı senin serbest vuruş deneme yeri değildir’’ diyecek bir yönetici yok mudur yahu? Yoksa ne işleri var orada, giderler, yapan birisi gelir..

3. Ebue meselesi: Adam geçen yıldan beri gönülsüz, bir türlü oynamak istemiyor, muhtemelen gitmek istiyor. Arkadaş bunu gönderecek bir yönetici yok mudur? Galatasaray Futbol Takımı bu kadar başı bozuk mudur?

4. Fatih Terim meselesi: Şimdi ben şeytanın avukatlığını yapacağım. Hiç inanmıyorum ama söylemek zorundayım.. Fatih Terim, giderayak enkaz bırakmak için her türlü çabayı gösteriyor.. Yahu milli takımda Umut Bulut’u oynatıyorsun da Galatasaray takımında niye oynatmıyorsun? Milli takımla 5 yıllık anlaştın diyelim neden Galatasaray’da devam ediyorsun? Sakın vatan, millet, bayrak deme artık 2013 yılında kimse bu hamasi sözleri yutmaz Sayın Fatih Terim.. Sen gittin, milli takımla ilgilendin, peki Antalyaspor ve Real Madrid maçları öncesi Galatasaray takımıyla ben mi ilgileneceğim acaba? Olmayacak işe niye amin diyorsun? Hem takımı motivasyon veremiyorsun hem de kenarda oturuyorsun.. Kaldı ki Real Madrid maçında 8 yabancı vardı, onlar gaz maz almaz Sayın Fatih Terim.. Onlar ne çalıştırırsan, ne öğretirsen, ne istersen onu yaparlar..
Yahu 4 lig maçında hiç oynamayan Dany defansın göbeğine hangi akıl koyar?

5. Burak meselesi: Önceden kanaatim vardı, dünkü maçta iyicene netleşti. Abi Burak’ın kafası futboldan çok uzaklaşmış.. Hala aklı Lazio’dadır. Ha Burak bu konuda yüzde 100 haklıdır. Adama tamam gidebilirsin deniyor sonra ıvır zıvır gerekçelerle iptal oluyor. Yahu Burak’ı 5 milyon dolara almışsın, sat işte 12-15 her neyse.. Para kazan işte.. Hadi bakalım, mal şimdi defolandı, kimse almaz.. Burak’ta faydalı olmaz.. Ne olacak şimdi? Kim verecek bunun hesabını?

6. Başkan Ünal Aysal meselesi: Çok sevmiştim bir yönünü.. Neydi o?
Profesyonel davranıyordu..
Ama Fatih Terim meselesinde çok amatör davrandı. Çok acemice hareketler yaptı.
Ne yapması gerekirdi?
Fatih Terim milli takıma gitmek istiyor mu, istemiyor mu?
İstemiyorsa, 4 maç falan asla izin vermemeliydi.
İstiyorsa, tamam hocam gidebilirsin, hizmetlerin için teşekkür ederiz deyip hemen yeni bir teknik direktör bulması gerekirdi. 2 aydır konuşulan Fatih Terim-Ünal Aysal polemiğine asla müsaade etmemesi lazımdı..
TFF ile ağız dalaşına girdi ve rest çekti. Yabancı oyuncu sınırlamasını ya çekerler, ya da giderler mealinde sözler sarf etti. Sonra tüm söylediklerini yedi yuttu. Ama en azından ben yutmadım Sayın Başkan! Keşke resti çektikten sonra TFF’yi götüremiyorsanız, siz gitseydiniz..
Sonra yönetim oluştururken bazı simaları silip atmanız çok yanlış oldu. Yerine aldığınız bir yönetici Real Madrid hezimetinden sonra ‘’Fatih Terim gitsin milli takımı, Fenerbahçe’yi çalıştırsın’’ diyor.. Oysa ne büyük çelişki vardır.. Yahu sen yönetim kurulu üyesi isen neden milli takıma izin verdinizi? Sanki o izni ben verdim..
Sayın Başkan resmen son 2-3 aydır çuvalladı, hata üstüne hata yaptı..

Tamam, sorunları anlattım, peki şimdi ne olacak?

Galatasaray gerileme dönemine girdi artık. İnşallah takiben çöküş dönemi yaşamaz..

Çare nedir?

Hemen bugün yarın sorunu çözecek ilacım yoktur. Bence Galatasaray için kayıp yıldır artık.. Neşter vurulmalı ve sorun yaratan her kim varsa hemen gereği yapılmalıdır. Çünkü sorun daha da derinleşecek, daha çok acı verecektir, burası besbellidir.. Sorun Fatih Terim ise hemen ilişiği kesilmelidir. Sorun profesyonel danışmanlar ise hemen kovulmalıdır. Sorun yönetim de ise hemen kongreye gidilmelidir.

Ben ta Anadolu’nun bir ilçesinde feryat ediyorsam buna kimse kulak tıkayamaz.. Zaman idare etme zamanı değildir. Sorunları çözmeden günü kurtarmaya yönelme kesinlikle ölümcül hata olur.. Ne mi olur? Bakın elimizin altında önce Şampiyonlar Ligi, sonra Türkiye Ligi kayıp gider.. En kötü senaryo olan çöküş dönemi yaşanır.. Adnan Polat Başkanlığında yaşadıklarımızı tekrar ederiz..




29 Ağustos 2013 Perşembe

Galatasaray Şampiyonlar Ligi Grubu ve şansı..


Galatasaray-Real Madrid

Juventus-Galatasaray

Galatasaray-Kopenhag

Kopenhag-Galatasaray

Real Madrid-Galatasaray

Galatasaray-Juventus

Fikstür nasıl?

Ehee idare eder.. İlk maç kendi sahamızda Real Madrid harici bir takımla olsaydı çok daha avantajlı olurdu..

Her neyse bu tablodan ne çıkar?

Bence son maç final olur.. Galatasaray-Juventus maçı ya gruptan çıkarız ya da UEFA Avrupa Kupasına kalırız..

Nasıl mı?

Galatasaray-Real Madrid maçına 1 puan yazdım..

Kopenhag maçlarında 6 puan yazdım..

Etti mi 7?

Real Madrid Galatasaray maçına sıfır yazdım..

Ve son maç Galatasaray-Juventus ya herro ya merro karakteri taşıyacaktır.

Hadi hayırlısı bakalım..


Valla 3. olsak, UEFA Avrupa Kupasına katılsak ve bu kupayı 1 kez daha alsak hissiyatı içimden geçmiyor değil.. 

11 Ağustos 2013 Pazar

Galatasaray-Fenerbahçe süper kupa maçı skoru..


Twitter ve Facebook üzerinden yazmıştım.

Galatasaray-Fenerbahçe Süper kupa maçının skorunu bilene imzalı kitap gönderiyorum.. Mention/yorum yaparak skor tahmininde bulunabilirsiniz..


Twitter üzerinden mention yaparak katılanlar:

Seyhun Urla @surla23h 4-2 Galatasaray alır.


Facebook üzerinden yorum yapanlar:

Mustafa Arabacıoğlu 1-1 biter uzatmaya gider.. Kitabı hemen gönder dostum...

Dilek Çınar Konuyla ilgiyi hiç fikrim yok ama atıyorum :)) 2-1 Cimbom alır..


Sinem Öztürk Özdamar gs 2 - fb 1 (sinem)

Sinem Öztürk Özdamar gs 2 - fb 0 (melos)

Sinem Öztürk Özdamar gs 3 - fb 1 (özgür)

Sadık Çamoğlu 10-0 Bildim, ben de isterim bende..

Öncelikle katılım için teşekkürler.. Katılan ve isabetli tahmin yapanları gece 22.30 civarında öğreneceğiz. Saat 20.30’a kadar yorum ya da  mention yaparak katılım yapabilirsiniz, yani şansınız devam ediyor..