6 Şubat 2017 Pazartesi

Futbolumuz ve geçmiş zaman odur ki..

Geçmiş zamanı kayıt eden belleğimiz çabuk kirleniyor, çalıştırmak için zaman zaman zımpara atmak gerekiyor ki böylece belleğimiz kirden arınıyor ve her şey pasparlak ortaya çıkıyor..

Kınamayla hatta nefretle nitelenen abuk-sabuk hareket yapan futbolcuları toplumsal hafızamızda hep diri ve sıcak kalıyor..


İşte Emre örneği..

Bir maçın içinde tribüne dönerek o meşhur kol hareketi yapıyor.. Hep kavga gürültü içinde yer alıyor..

Peki, ne oluyor?

Galatasaray, Fenerbahçe gibi Türkiye’nin en büyük kulüplerinde görev yapıyor ve Medipol Başakşehir kulübünde futbol yaşamının son yıllarını kutluyor..



İşte Melo örneği..

Galatasaray taraftarının belki de son yıllarda en sevdiği futbolcusudur.. Gayrı ahlaki davranışları toplumsal belleğe kazınmıştır..

Çok sevildikçe aşırılık beslenir ya, Melo da öyle oldu.. Yapmadığı aşırlık kalmadı ama Galatasaraylıların sevgisi hep arttı..


İşte Pascal Nouma örneği..

Çişini yaptı, eliyle tombala çekti ama Beşiktaşlılar çok sevdi..

En son Roben Van Persie örneği..



Transfer olduğu günden beri Fenerbahçe kulübüne , futbol olarak hak ettiği ve beklediği hizmeti hiç veremedi.. Tam bir hayal kırıklığıydı..

Büyük gün, büyük fırsat, Vodafone Arena stadında ayağına kadar geldi, çattı..

Beşiktaş-Fenerbahçe maçında pislik nitelendirilmesine uyan ne varsa yaptı..Tosiç’i attırdı, gol de attı ve Fenerbahçelilerin belleğine tam olarak kendini yazdırdı..

Hani meşhur bir söz vardır, ‘günahsız olan ilk taşı atsın!’ denir ya, futbol dünyamızda günahsız kim var ki o taşı ilk atacak?..

Her yer kir pas içinde olup zımparalasan çıkar mı bilemem..

Futbol dünyasının hafızası maalesef ama maalesef çok kirlidir, en kötüsü kirli olmayı çok seviyor..

Olaya bir de benim penceremden bakarsanız, ne dersiniz?

Yazar Ömer ÖZDAMAR
Bucak-BURDUR



Hiç yorum yok: