20 Ekim 2012 Cumartesi

Puanları hazır lokma gibi almak tarih oldu..


Dün Galatasaray, Gençlerbirliği deplasmanından 1 puanı zor kurtardı, bugün de Fenerbahçe, Bursa deplasmanından 1 puanla dönmeye razı oldu..

 

Ligimizde 8 haftası tamamlanırken tepede yığılma olması, puanların aslanın ağzından da öte takımların dişlerinin arasında duruyor..
Üst sırada yer alan ilk 8 takımın hepsi, birbirine 1, 2 ve 3 puan gibi mesafede sıralanması ve çoğunun aynı puanla ancak avarejla yerinin belirlenmesi; puan savaşının ne kadar çetin geçtiğinin delilidir..

 

Rüya takım tabiri kullanılan Galatasaray, bu sezon taraftarlarına kabus gördüreceğe benziyor.. Kısaca hop oturup hop kalkacaklar.. Kanatlar ve ortanın ilerisi iyi çalışmayınca Galatasaray, hep zorlanıyor, bundan sonrada zorlanacaktır.. Yani sağ kanatta Ebue, sol kanatta Hakan Balta, ortanın ilerisinde Emre Çolak ve Engin Baytar (daha cezasının bitmesine 3 hafta var) iyi olursa; Galatasaray her takımı rahatlıkla yener..

 

Kim ne derse desin; Fenerbahçe Gökhan Gönül, Meireles, Mehmet Topal gibi eksiklerine rağmen 1 puanı iyi çıkardı. Orta eksik, kanat eksik olunca olmuyor işte..

 

Çoktardır kafamı kurcalayan başka bir mesele vardır. Çok iyi anımsıyorum.

Neyi?

 

2010-2011 sezonunda Bursaspor-Beşiktaş maçında büyük olaylar çıktı, PFDK 5 maç saha kapatma cezası verdi, Tahkim Kurulu onayladı..

Buraya kadar sorun yoktur. Sorun meşhur 3 Temmuz şike sürecinde başladı..

 

Nasıl?

 

Ne olduysa oldu, bilemiyorum, yetkisi var mıdır, yok mudur? Ama TFF Yönetim Kurulu aldığı bir kararla Bursaspor’un 5 maçlık cezasını kaldırdı..

Gündem o kadar yoğundu ki spor kamuoyu ‘neden, niçin’ soru eklerini kullanmaya fırsatı bile olmadı..

 

Derken 2012-2013 sezonu başladı, 7 hafta oynandı. Bursaspor’a PFDK 2 maç saha kapatma cezası verdi. Tam Fenerbahçe maçı öncesi Tahkim Kurulu 2 maçlık cezayı ortadan kaldırdı. Hani bilinen husus şudur: PFDK’nun 2-3 maçlık cezaları, yapılan ek savunmayla 1 eksiltme mümkün oluyordu ama cezanın ortadan kaldırılması çok nadir görülen bir uygulamadır.

O zaman şu soru akla geliyor: Ya PFDK spor hukukunu hiç bilmiyor, ya Tahkim Kurulu hiç bilmiyor.. Çünkü birinin ak dediğine, diğeri beyaz diyor..

Bu işin içinde bir bit yeniği var ama ne olduğunu tam çözemedim.. Bir takım tahminlerim var ama onu burada ifade etmem mümkün değildir. Zamanı gelince ve bazı bağlantıları kurarsam; bu olayı yorumlayacağım..

 

Hiç yorum yok: