2 Temmuz 2012 Pazartesi

Şike davası kapanmadı esas şimdi açıldı..


Bugün açıklanan 16. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla bence şike davası kapanmadı esas şimdi açıldı..

Ayrıntıya geçmeden mahkeme kararı öncesi neler yaşandı bir anımsayalım.. Çünkü biraz balık hafızalıyız, her şeyi çabuk unutuyoruz..

03 Temmuz 2012 günü başlayan şike davası sürecini iyi yönetemeyen, halk tabiriyle ağzını yüzüne bulaştıran Sayın M.Ali Aydınlar başkanlığından TFF Yönetimi ve kurulları yaklaşık 6 ay kaldılar ve bohçalarını toplayıp gittiler..

27 Şubat 2012 günü müthiş bir operasyonla Yıldırım Demirören TFF Başkanı ve yeni yönetimi, olağanüstü genel kurulda seçildi. Hemen PFDK değişti, hemen Tahkim Kurulu değişti, nedense Etik Kurul değişmedi.

27 Nisan 2012 günü TFF’ye Etik Kurulu hazırladığı 2. raporunu verdi..

Raporu okuyan TFF, 30 Nisan 2012 günü gece yarısı operasyonuyla 58. Maddeyi değiştirdi..

Mayıs-2012 ayı içinde Antalya’da bir otele kapanan TFF yönetimi 720 sayfalık raporu okudu ve kararını verdi. ‘’Şike sahaya yansımamıştır, teşebbüs halinde kalmıştır’’

Bu karar doğrultusunda TFF Başkanı Yıldırım Demirören tarafından oluşturulan ama nedense ve nasıl oluyorsa özerk sayılan PFDK ve Tahkim Kurulu sportif yargılamayı yaptı ve özetle ‘’şike yoktur, futbol tertemizdir’’ kararını aldılar ve altına imza attılar.

TFF Başkanı Yıldırım Demirören UEFA ve FIFA temasından sonra 06 Haziran 2012 günü bakın ne dedi?

"Kararlıyız. Türk futbolundan küfürü ve şiddeti sileceğiz. Plan ve projemiz hazır. Bunu da Blatter'e anlattık. Şike konusundaki görüşümüzü, neler yaptığımızı da izah ettik. Tahkim Kurulu kararını verdi. Bu süreç, Tahkim'in verdiği kararla bize göre bitmiştir. UEFA'nın istediği şekilde, özerk kurullar kararlarını almıştır. O defteri kapatıp, yeni sayfalar açıp, artık bundan sonra taraftarıyla, yöneticisiyle, federasyonuyla, basınıyla biraraya gelmiş kulüpler yaratarak gitmek istiyoruz"

PFDK ve Tahkim Kurulu kararını alan UEFA, 22 Haziran 2012 günü Fenerbahçe’ye Şampiyonlar Ligi’ne katılabilirsin diyerek temiz kağıdını gönderdi.

Bu karar üzerine UEFA 1. Asbaşkanı Şenes Erzik 23 Haziran 2012 günü ne dedi?

‘’Şike sürecinin bittiğini, Türk Futbolu ve Fenerbahçe camiasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. F.Bahçe’ye Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme hakkı verilmesinin Türk futbolu ve Türkiye’nin imajı açısından olumlu olduğunu, artık bu konu ile ilgili görüş bildirmeye de gerek kalmadı. Özellikle son bir aydır konu ile ilgili yoğun bir çalışma halindeydik. Bu karar ile konuyu sonuçlandırdık. Türk futbolu ve Türkiye’nin imajı açısından bu karar çok önemliydi. Artık F.Bahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nda mücadele etmesi için önünde bir engel kalmadı. Bu iş bitti.

Yine bu karar üzerine UEFA Tahkim Kurulu üyesi Levent Bıçakçı 23 Haziran 2012 günü ne dedi?

F.Bahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde yer alması ile ilgili önünde hiçbir engelin bulunmadığını, Müfettişin 3 günlük itiraz süresi var ama Disiplin Kurulu kararı verdi. Artık geri dönüş yok. Türk futbolu büyük badire atlattı. Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in heykelini dikmek gerek. O olmasa UEFA bu kararı almazdı. Artık Fener’e ceza yok.

02 Temmuz 2012 günü, 16. Ağır Ceza Mahkemesi futbolda şike davasında son sözünü söyledi ve Türk Milleti adına tarihi kararını verdi:

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım: Şike, teşvik suçundan 6 yıl, 3 ay ceza aldı. Diğer sanıkların cezasını yazmıyorum bile, çünkü teferruattır..

Peki, şimdi ne olacak?

TFF Yönetim Kurulu, PFDK ve Tahkim bir kere kamuoyu vicdanı nezdinde mahkum oldular. En azından benim nezdimde..

Sayın Başbakan Erdoğan’ın da perde arkasından girişimleriyle, işte kişiler ve kulüpler ayrılsın söylemiyle, Türkiye’de şike davasının sportif yargılaması resmen şikeli olduğu ve üstü örtüldüğü;  Türk milleti adına bağımsız mahkemece resmen tescil edilmiştir..

Nasıl?

Şüphenin bile suçlananlar aleyhine işlediği sportif yargılamada tam bir fiyasko yaşanmıştır. Bu adı geçen kurullarda görev yapan hukukçuların, bu kimliklerini bundan sonra nasıl taşırlar ve nasıl söylerler hiç bilemiyorum.. Çünkü şüphenin sanık lehine olan adli yargılamada ceza alıyorsa; nasıl oluyor da şüphenin sanık aleyhine olan sportif yargılamada; tertemiz pürüpak çıkartılıyor: kim, nasıl açıklar?

Fenerbahçelilere sordum: Kaybedeceğini bile bile neden savaşıyorsun?

Yanıt ise: Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuşsun sen... Fenerbahçe ölümüne sevdadır..

1 yıllık sürede Fenerbahçelilerin ortaya koydukları birlik ve beraberliği taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmıştır.

Medya, siyaset, iş dünyası tam anlamıyla kenetlenmiş, Fenerbahçe’nin en az zarar görmesi için seferber olmuştur.

Peki, ilk etapta ne beklenebilir?

Fenerbahçe’nin, ‘UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılması’ kararı tekrar gözden geçirilecektir. Muhtemelen Fenerbahçe,  UEFA Disiplin Kurulu’na sevk edilecektir.

Önümüzdeki süreçte TFF ve Kurulları çok tartışılacaktır. Kamuoyunda oluşan şüphe ve güvensizlik duygusu; mahkeme kararıyla daha ağırlaşacaktır ve kabus gibi üzerlerine çökecektir.

Sonuç: Sporda şike davası kapanmadı esas şimdi tam açıldı..

Hiç yorum yok: